- Tüfeğini indirirsen arkadaşım ben de seve seve kim olduğumu söylerim. | Open Subtitles | ـ لمَ لا ترمي بندقيتك، يا صديقي؟ سأسعد إذا أخبرتك مَن أكون. |
Hava durumunu okumaktan bile mutlu olurum veya röportaj yapmaktan. | Open Subtitles | سأسعد لو قدمت النشرة الجوية أو قابلت الناس |
Eğer kendini yalnız hissedersen maçta arkadaşa ihtiyaç duyarsan eğer sana arkadaşlık etmemi istersen, bunu yapmaktan memnun olurum. | Open Subtitles | إن كنت تشعر بالوحدة وتريد مرافق لك بالمباراة إن كنت تريدني أن أرافقك سأسعد بذلك |
Hemen ifade verebilirim Sayın Yargıç bundan da memnuniyet duyarım, ama davanın ilerlemesini geciktirmek istemem. | Open Subtitles | دعني أشهد مقسماً الآن سيّدي القاضي سأسعد بذلك , لكنّي لم أرِد تأخير محضر الجلسة |
NCIS'i gördüğüme bu kadar sevineceğimi düşünmezdim. | Open Subtitles | لم أفكر بأنني سأسعد برؤية محققي جرائم الجيش يظهرون |
Dinle, kendi evimi satmaktan mutluluk duyarım ama emlak kredisinden dolayı zaten alt üst olmuş durumdayız. | Open Subtitles | اسمعا، سأسعد كثيراً لبيع منزلنا، لكننا فعلاً في حالة فوضى بسبب الرهن العقاري |
Bana şehirde eşlik etsen de çok sevinirdim. | Open Subtitles | تعلمين، سأسعد بشدة لو أنكِ ارتحلتِ معي إلى المدينة |
Şehre dönünce arayın yeter. memnuniyetle gelirim. Tamam, peki. | Open Subtitles | اتصل بس عندما أرجع، سأسعد بحضوري |
Bu bıyığı görünce mutlu olacağım kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Beni buradan çıkartmalısın. | Open Subtitles | لم احسب ابدا انني سأسعد برؤية هذا الشارب لابد ان تخرجني من هنا |
Bunny'nin kim olduğunu ve onu nereden bulabileceğimi söylerseniz, bunu seve seve yaparım. | Open Subtitles | سأسعد بفعل ذلك اذا قلت لى من هو بانى وأين أجده |
Senin için seve seve gözlem dosyası oluşturup ayırıcı tanı koyabilirim. | Open Subtitles | سأسعد أن أنشئ ملفاً طبياً وأشاركُ بتشخيص تفاضلي |
Gerçekten yardım etmekten mutlu olurum, rahatsız etmek istemiyorum. | Open Subtitles | سأسعد بالمساعدة فعلاً لكني لا أريد أن أكون ضد رغبته |
Bu seneden sonra, yemek olan başımı sokacak herhangi bir yerdeki kutlamadan mutlu olurum. | Open Subtitles | حسناً، بعد هذا العام سأسعد بأي موعد بمكان مغلق و به طعام |
Diğer heyetlere de bildirdikten sonra sizinle konuşmaktan memnun olurum. | Open Subtitles | سأسعد بالجلوس معك بعد أن أخاطب الوفود الأخرى |
Bu akşama kadar bu sorunlara çözümlerini getirirsen memnun olurum. | Open Subtitles | سأسعد بتلقي حلولك لهذه المشاكل ظهيرة هذا اليوم. |
Eğer zamanınız varsa bu konu hakkında sizinle konuşmaktan memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | سأسعد بمناقشة الامر معك لو كان لديك وقت |
Ama sana odana giderken eşlik etmekten memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | ولكني سأسعد إن أوصلتك لغرفتكِ |
Seni gördüm diye sevineceğimi sanmazdım. | Open Subtitles | لم أظن أننى سأسعد برؤيتك ابداً |
Seni gördüğüme bu kadar sevineceğimi düşünmezdim. | Open Subtitles | لم أظنّ قطّ أنّي سأسعد كثيراً برؤيتكَ |
Bayan Pucci sizi, organizasyonumuzu başka zaman gezdirmekten mutluluk duyarım. | Open Subtitles | سيدة. (بوتشي)، سأسعد بتعريفك على طريقة عمل منظمتنا بوقت آخر |
Ama her şey bir yana paranızı almaktan mutluluk duyarım. | Open Subtitles | كل هذا لأجل قول... سأسعد لآخذ مالك، |
Kadından kurtulduğuna sevinmiştir. Ben sevinirdim. | Open Subtitles | إعتقدت أنه كان سعيد بالتخلص منها،أنا كنت سأسعد بدوري |
Çok canın istiyorsa seni büyük memnuniyetle yatağa atabilirim. | Open Subtitles | إنكنتيمتشوقةله.. سأسعد بمنحك واحداً |
Bir düzine hayalet avcısı bebekler olmasından mutlu olacağım | Open Subtitles | ، سأسعد بوجود ذرية كامله طارده للأرواح |