| Gözünüzde canlandırmanız için size küçük bir yemek şirketinden örnek vereceğim. | TED | سأعطيكم مثال شركة تموين صغيرة. لطرح هذا المثال على أرض الواقع |
| Ve cevap evet gibi duruyor. Ve size bazı örneklerini vereceğim. | TED | و الإجابة تبدو أنها نعم. و سأعطيكم عينات مما توصلنا إليه. |
| Bunun karşılığında, bu haftaki kamp gezisi için size programı vereceğim. | Open Subtitles | في المُقابل , سأعطيكم كتابكم المُقدس لـ رحلة التخييم هذا الاسبوع |
| Cevap vermeden önce sana onun için 200 dolar veririm. | Open Subtitles | وقبل أن تنبسي ببنت شفة سأعطيكم 200 دولار من أجله |
| Geldiğini görürsem size flaşla işaret veririm. | Open Subtitles | إذا رأيتة عائداً سأعطيكم إشارة بضوء الكاميرا |
| Buna sonsuza kadar minnettar olmalısınız ama size daha fazlasını veriyorum. | Open Subtitles | لذلك يجب أن تكونوا ممتنين إلى الأبد لكن أنا سأعطيكم أكثر |
| Size iki örnek vereyim, yine bahçeden. Lima fasülyeleri. Örümcek maytları tarafından saldırılırsa lima fasülyesinin ne yaptığını bilir misiniz? | TED | سأعطيكم مثالين أيضا من الحديقة فول ليما، تعرفون ماذا تفعل فولة ليما عندما تهاجم من قبل عث عنكبوت؟ |
| Size bunun bir örneğini vereceğim ve Sizi dünya geçmişinde özel bir zamana götüreceğim. | TED | سأعطيكم مثالًا لهذا وسآخذكم إلى وقت مميز في ماضي الأرض. |
| Ve ben size bu gücü vereceğim sindirebileceğiniz tüm gücü. | Open Subtitles | و هذا ما سأعطيكم أياه كل ما تقدورن على اكله |
| Teknik için size 9.6 puan vereceğim ama kurban seçiminiz resmen rezalet! | Open Subtitles | سأعطيكم المادة 9.6 في القانون لا شئ لم يختار ان يكون ضحية |
| Yani, kendi adresinizi yazmanızla gerçekten bunun evden görülmesi gerekiyor, ama ne ummanız gerektiğine dair size küçük bir önizleme vereceğim. | TED | وهو ما يجب ان تشاهده في منزلك وانت تسجل عنوانك الخاص، ولكني سأعطيكم فكرة عامة عما يمكنكم توقعه. |
| Sizlere, bir yandan tiyatroda nasıl sergilendiğini ve öte yandan bir başkasının, aynı fikri veya hikâyeyi ne şekilde sinemaya taşıdığına dair küçük bir örnek vereceğim. | TED | ولكن أنا فقط سأعطيكم مثالاً صغيراً حول كيف تقوم بالعمل على المسرح ثم كيف تأخذ نفس الفكرة أو القصة وتنقله إلى السينما. |
| Aslında size konuşmam süresince altışar dakikalık üç örnek vereceğim. | TED | في الحقيقة، سأعطيكم ثلاثة أمثلة، ستة دقائق لكل منها، خلال هذا الحديث |
| Tamam. Size beş kelime vereceğim ve sizden sadece onları aklınızda tutmanızı istiyorum. | TED | سأعطيكم خمس كلمات, و أريدكم فقط أن تحتفظوا بهم. |
| Geldiğini görürsem size flaşla işaret veririm. | Open Subtitles | إذا رأيتة عائداً سأعطيكم إشارة بضوء الكاميرا |
| Bana vereceğin şey başına, ben de sana bir rehine veririm, tamam mı? | Open Subtitles | سأعطيكم رهينة واحدة مقابل كل شىء تعطونه لى ، حسنا؟ |
| Bana vereceğin şey başına, bende sana bir rehine veririm, tamam mı? | Open Subtitles | سأعطيكم رهينة واحدة مقابل كل شىء تعطونه لى ، حسنا؟ |
| Sizi utandırmamak için, doğru cevabı ben veriyorum. Artırmalısınız. | TED | فقط لكي لا تحرجوا أنفسكم ، سأعطيكم الإجابة الصحيحة. انها الزيادة. |
| Ama arabamı geri istiyorum ve bu yüzden size bir şans daha veriyorum. | Open Subtitles | لكن انا اريد استعادة سيارتي ولذلك سأعطيكم فرصة أخرى. |
| Ben şeref sözü veriyorum. Sizin de vermenizi istiyorum. | Open Subtitles | سأعطيكم ثقتي واريد منكم ان تبادلوني العطاء |
| İknaya bilfiil nasıl etki edeceğine dair iyi bir örnek vereyim. | TED | سأعطيكم مثالا جيدا لكيفية تأثيرها في الإقناع. |
| Size not verseydim, A verirdim | Open Subtitles | إذا كنت سأعطيكم درجة سأعطيكم الدرجة ألف |