Teşekkürler, her sabah, gazeteyi alırken gördüğüm dostça yüzünü özleyeceğim. | Open Subtitles | شكراً، أنا سأفتقد وجهك اللطيف بكل صباح عندما أحضر الجريده |
Saçma ama psikopatların, nevrotiklerin, şizofrenlerin hepsini özleyeceğim. | Open Subtitles | يبدو سخيفاً لكننى سأفتقد كل شخص من المرضى فى هذا المكان |
Yeni burnunu özleyeceğim, ama ona şifreyi söylemeyeceğim. | Open Subtitles | سأفتقد أنفك الجديد، لكنى لن أخبره بالرقم السرى مهما حدث |
Mesela ben kollarımla kelimeler yazmanın entelektüel heyecanını özleyeceğim! | Open Subtitles | أعرف أنني سأفتقد تلك الإثارة حول كتابة كلمات على ذراعيّ |
Şu bizim yüz germe seanslarını özleyeceğim. | Open Subtitles | سأفتقد لجلسات تمديد البشرة. لنا، عزيزتي. |
Ve karşı taraftaki Bay Kazanova'yı da çok özleyeceğim. | Open Subtitles | وبالطبع سأفتقد روميو كازانوفا الذي يسكن في الشقة المقابلة |
Ve karşı taraftaki Bay Kazanova'yı da çok özleyeceğim. | Open Subtitles | وبالطبع سأفتقد روميو كازانوفا الذي يسكن في الشقة المقابلة |
Bu ufaklıkları çok özleyeceğim. Evde tekrar kuşların olması güzeldi. | Open Subtitles | ...سأفتقد هؤلاء الرفاق من الجميل أنك ستحصل على طيور مجدداً |
Kasketini, bastonunu, alçıdan yapılmış tablanı çok özleyeceğim. | Open Subtitles | أبي ، كم سأفتقد قبعتك وعصاك وقاعدتك المصنوعة من الجص |
Yoldaşlığını özleyeceğim ama senin yatak odanda kalmak gittikçe sinirlerime dokunuyordu. | Open Subtitles | سأفتقد الصداقة الحميمة لكن البقعة في غرفة نومك بدأت فعلاً في إثارة أعصابي |
- Senin de. Babanın patates püresini özleyeceğim, ama dramı değil. | Open Subtitles | سأفتقد بطاطس والدك المهروسة باللبن ولكن ليس الحزن |
Yürüyüşlerimizi özleyeceğim, ama en çok sohbetlerimizi özleyeceğim. | Open Subtitles | سأفتقد الفترة التي نتمشى فيها لكني سأفتقد أكثر الكلام معها |
Ben işlerle meşgul olmaya başlayınca lokomotif gibi saatlerce çalışırken seninle geçirdiğim bu zamanları özleyeceğim, dostum. | Open Subtitles | عندما سأبدأ بالانشغال، أكدح بدون انقطاع، سأفتقد هذه الأوقات معك |
Her ne kadar gece haberleri ekibine geçmiş olduğuma sevinsem de, bu kanaldaki dostlarımı özleyeceğim. | Open Subtitles | ومع أنني متحمسة لانضمامي لفريق, الأخبار المسائية, إلا أنني سأفتقد أصدقائي في المحطة. |
Biliyorsun dostum bir köpeğim olmasını çok özleyeceğim. | Open Subtitles | أنا حقًّا سأفتقد أن أحظى بكلب ماذا تقول بأن تكون كلبي للمرة الأخيرة |
Dostum, gittiğimde böyle günleri özleyeceğim. | Open Subtitles | هذا ياصديقي هو مانسميه ركل مؤخرتك. يارجل، سأفتقد أياما كهذه. |
Ama buradan gittiğimizde burayı gerçekten özleyeceğim. | Open Subtitles | تعلمين , إنه مدهش لكن حقا سأفتقد هذا المكان حين نذهب |
Şiddeti ve uyuşturucuyu mu özleyeceğimi sanıyorsun? | TED | تعتقدين أنني سأفتقد العنف والمخدرات؟ إنعدام الخصوصية؟ |
Ve ben de Jeremmy'i çok özledim ama sadece... | Open Subtitles | وأنا متأكد بأنني كنت سأفتقد جيريمي أيضاً لو كنت أعرفه ولكني لا أعرفه |
Ne yalan söyleyeyim, güzellik salonundaki titreyen koltuklarini özleyecegim. | Open Subtitles | عليّ القول إني سأفتقد كراسي صالون الأظافر الهزارة |
Alpleri özlerdim. Onları her türlü özleyeceksin. | Open Subtitles | سأفتقد جبال الألب سوف تفتقدها في مطلق الأحوال |
İtalya'yı özleyecek olsam da tatili benim için çok özel kıldın, Peter. | Open Subtitles | على الرغم من ذلك سأفتقد إيطاليا. لقد جعلت الرحلة رائعة , بيتر. |
..çünkü o kişinin en dünyevi şeylerini özlüyorum. | Open Subtitles | لأنني سأفتقد في ذاك الشخص حتى صفاته العادية التافهة |
Onlar çok iyiler ama içlerine kapanıklar yine de, ben... çam kokusunu özleyeceğime eminim. | Open Subtitles | على أي حال.. متأكدة بأني سأفتقد رائحة الصنوبر |
Şimdilik baş savcı olarak mutluyum diyelim, ve bildiğiniz gibi, New York'u çok özlerim. | Open Subtitles | لنقل فقط بأني سعيد كوني مدعٍ عام وكما تعلمون، سأفتقد نيويورك كثيراً |