Bilmiş bir şekilde "fotoğraf" diye sordu. | Open Subtitles | الصور, اليس كذلك؟ سأله و هو يعرف الأجابة |
Yargıç ona neden bu bilgileri açığa çıkarıyorsun diye sordu. | Open Subtitles | سأله القاضي لماذا يخبرهم بكل هذه المعلومات |
Mimarı, krala bunu hangi malzemeden inşa edilmesini istediğini sormuş. | Open Subtitles | سأله المهندس المعماري من ماذا يريد أن تكون مادة البناء |
"ve yolda karşılaştığı bir adam ona nereye gittiğini sormuş." | Open Subtitles | و في طريقه التقى رجلا سأله الى اين انت ذاهب |
hakim bunu neden yaptığını sorduğunda, "o çocuktan hiç hoşlanmadığım için" demiş cinayetten 9 yıl yemiş. | Open Subtitles | و كان دفاعه عندما سأله القاضي لماذا فعلتها هو قوله أنا لم أكن اُحبه سُجن تسعة سنوات بتهمة القتل |
Oğlumun sorduğu o soruyu cevaplamak istiyorum. | TED | أنا أحاول الإجابة عن هذا السؤال الذي سأله ابني. |
Genelev patroniçesi sorar, sarışın mı esmer mi yoksa kızıl saçlı mı olsun. Haydi sen devam et. | Open Subtitles | سأله القواد ان كان يريد واحدة شقراء أم سوداء أم صهباء. |
Eski Yunanlarin ve süphesiz onlardan önce de insanlarin sormus olduklari sorunun cevabi hususunda. | Open Subtitles | لنجيب على سؤال سأله اليونانيون القدامى والانسان بصفة عامة حتى قبل ذلك. |
Pentagon'dan gelen ürkünç bir herifin KGB ile bir toplantı yapmak isteyip istemediğini sorduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أن رجل مريب من وزارة الدفاع سأله إن كان مهتماً أن يلتقي بالاستخبارات الروسية |
Yargıç ona neden bu bilgileri açığa çıkarıyorsun diye sordu. | Open Subtitles | سأله القاضي لماذا يخبرهم بكل هذه المعلومات |
Rahip, "Lindsey'i sonsuza kadar sevecek misin?" diye sordu ve o da "Evet" dedi. | Open Subtitles | سأله الكاهن إذا كان سيحب و يقدر ليندزي للأبد |
Sanırım birisi ona steroid kullanıyor mu diye sordu ve o hayır dedi. | Open Subtitles | أعتقد أن أحدهم سأله إذا ..ما كان يتعاطى السترويد |
YouTube'dan baktım. Biri niye yaptığını sordu. O da şu cevabı verdi: | Open Subtitles | و تم رفع الفيديو على اليوتيوب، سأله أحدٌ عن سبب فعله ذلك، وقال: |
Arkadaşın memur Davis, Laurie'yi aramış ve ona bir sürü soru sormuş. | Open Subtitles | صديقك ,الضابط ديفيس,طلب لارى و سأله الكثير من الاسئله |
Grimm tutuklandığında bir gazeteci kendisine TV şovu yüzünden yakalanması konusunda ne hissettiğini sormuş. | Open Subtitles | مراسل قد سأله عن شعوره حول المثول أمام العدالة بسبب برنامج تلفزيوني |
BillyWilder ona filmin ne hakkında olduğunu sormuş. | Open Subtitles | ثم سأله بيللي وايلدر ما هو موضوع الفيلم |
Yargıç ona neden yaptığını sorduğunda "Sadece birkaç küçük sıyrık" demiş. | Open Subtitles | وعندما سأله القاضي قال... . لقد كانت قرصات بسيطة |
Yani bu, son derece iç karartıcı," diye sorduğunda... | Open Subtitles | عن هذا الأمر، حين سأله أحدهم، وقال أليس صحيحاً أن أفلامك تظهر لنا" |
Şimdi ikisi de ölecekleri için kurbağa bunu neden yaptığını sorduğunda akrep cevap vermiş: | Open Subtitles | وعندما سأله الضفدع عن السبب حيث أنهما سيموتان معاً الآن "رد العقرب قائلاً: "إنها طبيعتى |
Efendim bana ilk sorduğu soru sizin hakınızdaydı. | Open Subtitles | سيدي ، السؤال الأول الذي سأله له كان عنك |
Çocuk, sonunda biri bunu sorduğu için çok rahatladığını söyledi. | TED | و قال بأنه مرتاح لأن أحداً سأله أخيراً |
Bill Clinton Tanrı'ya gider. Ne zaman başarılı bir iklim değişikliği ve düşük karbon ekonomisi olacağını sorar. | TED | و تقول القصة أن بيل كلينتون ذهب إلى إلهه، و سأله متى ستتحقق السيطرة الناجحة على تغيرات المناخ و نجاح إقتصاد تقليل الكربون. |
Ve dogum gününde ne istedigini sormus. | Open Subtitles | ثم سأله ماذا يريد في عيد ميلاده |
Long'un okul hakkında sorular sorduğunu söyleyen keş mi? | Open Subtitles | مدمن يقول أن لونغ سأله عن الطريق للمدرسة؟ |