Eski şoförü Oberhauser'in dediğine göre yolculuğun çok ağır bir faturası vardı. | Open Subtitles | والرحلة موثقة بشكل جيد من قبل سائقه أوبرهاوزر |
Markovc'in güvenini kazanıp onun şoförü oldu. | Open Subtitles | كسبت ثقة ماركوفيك بما فيه الكفاية أن يصبح سائقه. |
Şimdi, Hâmil'i göremedim, ama şoförünü biraz inceledim. | Open Subtitles | أنا لم أرى وجهه، ولكنني ألقيت نظرة على سائقه سائقه؟ |
Ama şoför, Franz Joseph caddesinde yanlış bir köşeden döndü. | Open Subtitles | لكن سائقه اتخذ طريق خاطئ على زاوية شارع (فرانز جوزيف) |
Seçimden iki hafta önce adayın Şoförünün aniden değiştirilme sebebini öğrendin mi? | Open Subtitles | هل وجدت سببا لتغيير سائقه قبل الانتخابات باسبوعين؟ |
Kendini öldüren sarhoş bir sürücü olayını bile çözemiyor mu yani? | Open Subtitles | ألا يمكنه التصرف بحادث سائقه ثملى قتلت نفسها؟ |
Bir şoförün kızından kurtulmanın... ..daha az pahalı bir yolu olmalı. | Open Subtitles | لكي يتخلص الرجل من ابنة سائقه كيف ستفعلها؟ |
Şoförüne, kapıyı açması için işaret ediyor. | Open Subtitles | يشير الى سائقه بأن يفتح لها الباب |
Bay Vitti için çalışıyorum. Artık şoförüyüm. | Open Subtitles | انا اعمل مع السيد فيتي نعم انا سائقه الآن |
Her Salı gecesi, şoförüyle birlikte beni döverdi. | Open Subtitles | كان يضربني مع سائقه مساء كل يوم ثلاثاء |
Madem bunca yıldır şoförlüğünü yapıyorsun söyle bakalım, sen bilirsin belki, kim öldürmüş olabilir? | Open Subtitles | ...كنت سائقه كل تلك السنوات لذا ربما يكون لديك فكرة عمن يمكن أن يرغب في قتله |
Ofise gelmek yerine, şoförü onu JFK'ya götürdü. | Open Subtitles | بدلاً من القدوم إلى المكتب، أخذه سائقه إلى المطار |
Taksi şoförü, müşteriyi 23. | Open Subtitles | وقال بأن سائقه سجل موقع النزول بغرب الشارع الثالث والعشرون |
Asansörünü programlamışlardı şoförü sabah gelirdi güvenlik kapıyı tutardı. | Open Subtitles | و أفضل التقنيين هو من يبرمج مصعده حتى أن عندما يتصل سائقه و يبقيه الأمن منتظرا |
Aşağıya indiğinde ise, her zamanki şoförü olmayacak sen de oğlunu bir daha göremeyeceksin. | Open Subtitles | لكن عندما ينزل سائقه المعتاد سيكون قد أخذ اجازة ولن تري ابنك مره اخرى |
Escobar'la arasında bilinen bir bağlantı yok ve bir şekilde şoförü oluverdi. | Open Subtitles | لاتوجد صلة معروفة له مع إسكوبار ورغم ذلك أصبح سائقه |
Ben onun meslektaşıyım, şoförü değil. | Open Subtitles | إمرأة , لا أصدق - إمرأة - أنا زميلته و لست سائقه |
Onu vuran adam şoförünü yollamış. | Open Subtitles | الرجل الذي أطلق عليه أرسل سائقه |
Patronun az kalsın hastamı öldürüyordu ve şoförünü yolluyor demek. | Open Subtitles | رئيسك كاد أن يقتل مريضي ثم يرسل سائقه |
Daha kötüsü de olabilirdi benim gizli kimliğim siyahi şoför. | Open Subtitles | حسنٌ، قد يكون أسوأ من ذلك... فهويتي السرّية هي سائقه الأسود. |
Linus Larrabee, finans büyücüsü, yönetim kurulu başkanı... ..Şoförünün kızıyla kırıştırıyor. | Open Subtitles | يختلط بابنة سائقه يكفي هذا ياديفيد |
Pek iyi bir sürücü değilimdir. | Open Subtitles | انا لست سائقه ماهره |
Ona bu akşama kadar yeni arabasını getiremezsem şoförün olacağım dedim. | Open Subtitles | انا اخبرته بانى اذا لم يمكننى ان احصل له على عربته الجديده هذا المساء , فسوف اكون سائقه |
Eski polis olan Şoförüne tüyo verdi. | Open Subtitles | لقد استأجر سائقه ، الضابط الاسبق |
- Ben onun şoförüyüm. | Open Subtitles | ـ أنا سائقه |
Bay Thompson beni gördü ve nezaket gösterip şoförüyle eve bırakırdı. | Open Subtitles | رآني السيد (تومسون) وبطيبة منه جعل سائقه يقودني |
Onun şoförlüğünü yaptığım için bölge müdürlüğünden paramı alırdım. | Open Subtitles | أتلقى أجري من مكتب المنطقة بصفتي سائقه |
Hayır aslında ben gayet iyi bir sürücüyüm. | Open Subtitles | لا, أنا سائقه جيده بالحقيقه |