Bu söyledikleriniz çok ciddi suçlamalar, ve biz yaşlılarınıza, çok azap çektiriyor, çünkü önceki beş kere yüzünden hâlâ kâbuslar görüyoruz. | Open Subtitles | أنت تتهمه بتهم جادة جدا ومؤلم بدرجة أكبر لنا نحن كبار السن لأننا ما زلنا نرى كوابيس من خمس أجيال سابقة |
Bu yüzük, hikâyemizin odak noktasıdır ve ilham kaynağı daha önceki efsanelerdir. | Open Subtitles | يعتبر هذا الخاتم المحور المركزي للقصة وهو أيضا مقتبس من أساطير سابقة |
Ve bunların hepsi, daha birkaç gün önce buraya geldiğimde başlamıştı. | Open Subtitles | بدأ كل شىء قبل عدة ايام سابقة عندما جئت الى هنا |
Gazi Mahkemesinde - ABD'de bu tarzda ilk mahkemeydi. | TED | وفي محكمة المحاربين القدامى كانت هذه سابقة من نوعها في تاريخ الولايات المتحدة الامريكية |
önceden saldırıdan hüküm giydiğini tahmin edemezdik, aradığımız kişi olabilir. | Open Subtitles | لما تخيلت ان لديه سابقة أدين بالاعتداء قد يكون ضالتنا |
Fakat bu maddenin ihlali daha önce hiç olmadığından mahkemeye karar verirken örnek olacak bir emsal bulunmamaktadır. | Open Subtitles | و لكن بما أنه لم يكن هناك انتهاك سابق لهذا النظام الأساسى ليس هناك سابقة للإسترشاد بها فى المنصة لتصدر الحكم |
Ve elimizde Kyle'ın geçmiş okul kayıtları olmadığı için onun sınıf seviyesini belirleyene kadar özel öğretmen olayını şu an düşünemem. | Open Subtitles | نظرا لانه ليس عندنا أي مدرسة سابقة تسجل كايل لا استطيع أن أضع في الاعتبار معلم شخصي حتى نقرر مستوى درجته |
eski bir bar garsonu olduğuna göre şüphesiz bir sürü erkek tanıyordur. | Open Subtitles | وهي بلا شك كونها مضيفة حانة سابقة على معرفة بالكثير من الرجال |
Şimdi onları iyice okuyup bize örnek bir olay bulmalısın. | Open Subtitles | حسناً ، الآن يجب أن تدرسها بعناية لتجد سابقة لنا |
Bu arada, burada yani dünyada daha önceki hallerinden dolayı aldığı 17 çeşit ilacın biri kazara kaçınılmaz olanı yavaşlatıyordur. | Open Subtitles | أو في الوقت نفسه، العودة إلى هنا على كوكب الأرض، ربما واحد من 17 عقار الذي استخدام لعلاج حالة سابقة |
önceki gösteriye gelen bir turist hayvanın asabi göründüğünü söyledi. | Open Subtitles | سائح فى نشرة سابقة.. قال أن الحيوان بدا شديد الإنفعال. |
Benim önceki deneyimlerinden hiçbiri bunun sonrasında ne olacağı hakkında bana yardımcı olmadı. Tahmin edebilir misiniz? | TED | وليس لدي خبرة سابقة حضّرتني لما سيأتي لاحقا . هل يمكنكم التخمين ؟ |
Burada gördüğünüz Pleurobot'un tamamen omurilik tarafından kontrol edilen önceki bir versiyonudur. | TED | لذا ما ترونه هنا هو نسخة سابقة لبلوروبوت يتم التحكم فيه من خلال نموذجنا للنخاع الشوكي المبرمج على الروبوت. |
Bu yeni bir şey; daha önce hiç yemek yapmadın. | Open Subtitles | حسناً, سوف تكون تلك سابقة لانك لم تطبخ من قبل |
Tanıdığın birinin, tanışmanızdan yıllar önce çekilmiş bir fotoğrafını gördüğünde nasıldır bilir misin? | Open Subtitles | تعلمين، عندما ترين صورة لشخص تعرفينه لكنها من سنوات سابقة قبل معرفتك إياه |
Bu bizim gibi bir Silikon Vadisi şirketi için oldukça normal ama biz bunun bir uzay şirketi için bir ilk olduğuna inanıyoruz. | TED | لكنه أمر طبيعي لشركة مثلنا بسيليكون فالي لكن نعتقد أنها سابقة بتاريخ شركات الفضاء |
İlk kablosuz güç vizyonu Nikola Tesla tarafından, bundan yaklaşık yüz yıl kadar önce düşünüldü. | TED | نسخة سابقة من الطاقة اللاسلكية حقيقتاً فكر بها نيكول تيسلا ببساطة قبل حوالي مائة سنة |
- Elbette. Daha önceden sabıkası yok. Doğal olarak mükemmel bir ordu siciline sahip iyi bir adam. | Open Subtitles | لا اٍدانات سابقة ، اٍنه ذو شخصية جيدة مع سجل ممتاز فى الحرب |
Önemli olan şey, bu karar bir emsal teşkil edecek. | Open Subtitles | الشيء المهم أن هذا الحكم سيؤسس سابقة مهمة |
farklı yollardan edindiğimizi söylerler; ve diğerleri de, tıpkı annem gibi, benim materyalimi geçmiş hayatlardan alığımı söyler. | TED | وآخرون مثل أمي ، سيقولون اني احصل علي موادي من حياة سابقة. |
Hedefin 104. Acemi Birliğinden eski bir dostunuz olması muhtemel. | Open Subtitles | ،لَرُبّما هي مُتدرِّبة سابقة من الدُفعة الـ 104 مثلك أنت |
Peki, yeni teknolojinin bu kadar hızlı adapte olduğu örnek bir olay var mı? | TED | لذلك، فهل هناك أي سابقة لمثل هذا التبني السريع لتكنولوجيا جديدة؟ |
O artık, eskiden bir devrime öncülük etmiş ama artık oyunun dışında kalmış, yaşlı ve sempatik bir figür olarak görülüyordu | Open Subtitles | هو اعتقد أن يكون بهذا الشكل الصورة القديمة المتعاطفة .الذى قاد ثورة سابقة ولمن سقط بطريقة ما منها |
Kaçı cinsel şiddet geçmişi olan biriyle evli? | Open Subtitles | كم واحدة من أولئك المريضات متزوجة برجل لديه سابقة عنف جنسي؟ |
Ah Wong... senin kızını bir kaç kez eve bırakmış. | Open Subtitles | اه وونج اوصل بنتك الى هنا لعدة مرات سابقة |
Bize verdiği görev birkaç yıl öncesine kadar inanılmaz bir görevdi. | TED | منحنا تحدياً كان غير قابل للتصديق في بضع سنوات سابقة. |
Göldeki tarih öncesi yaşam emsalsiz değil. | Open Subtitles | أي حيوان قبل التأريخ يعيش في البحيرة ليس بدون سابقة. |