Savaş alanında birer hurda haline gelmişlerdi. | Open Subtitles | فقد تحولت دباباتهم لمحارق تملىء ساحات المعارك |
Bu şehirsel boşluklar çabucak yasadışı parketme ya da çöp alanı haline geldi. | TED | هذه الفجوات المدنية صارت بسرعة مواقف غير قانونية أو ساحات قمامة. |
Bu yüzden internetteki e-posta alanları konusunda yanınızdayım. | TED | لذا انا بجانبهم في ساحات البريد الالكتروني في الانترنت |
Peki kim küresel cihadı mağlup etti? Amerikan Ordusu yaptı bunu. Amerikan askeri, müttefikleri ile birlikte, uzaklardaki savaş alanlarında yaptı bunu. | TED | من هزم الجهاد العالمي؟ الجيش الأمريكي فعل الجنود الأمريكان و حلفائهم بالقتال في ساحات المعارك البعيدة |
Aksi halde, Afrika'mızda savaş alanından başka bir şey kalmayacak. | Open Subtitles | والَا فلن يبقى شيء في أفريقيا غير ساحات القتال |
Savaş meydanları düzenlenmiş, sürülmüş veya sadece terk edilmişti. | Open Subtitles | ساحات المعارك إما رُتّبت أو حُرثت أو هُجرت |
Otoyol hızlanma şeridine yakın binaya bitişik park yeri bulunmalı. | Open Subtitles | ساحات توقف مرفقة مواقع بقرب الطرق السريعة على أرصفة محاذية |
İtalya ve Paris'teki meydanlar, Panama Kanalı, Neuilly festivali. | Open Subtitles | ساحات ايطاليا وفرنسا، قناة بنما، مهرجان نيولي |
Muharebe meydanlarında askerlerimizin güvenliğini sağlamak hükümetimin askeri çalışmalardaki odak noktasını oluşturuyor. | Open Subtitles | حماية جنودنا في ساحات القتال هو من أهم التزامات حكومتي تجاه القوات المسلحة |
Oyun bahçelerindeki ses sustukça umutsuzluk çöktü. | Open Subtitles | ...ريثما خفت صوت ساحات اللعب حل اليأس |
Ordular savaş alanlarında yenilmeliler, gösteri alanında değil. | Open Subtitles | تُهزم الجيوش في ساحات المعارك، ليس بساحة الاصطفاف. |
"Hem savaş alanında, hem de bitkin denizin dalgaları arasında her zaman birlikte yaptıkları ve başlarından geçenlerin düşüncesiyle." | Open Subtitles | "بينما تفكر بكل ما قاما به سوياً" "وكل ما مرا به" "كلاً منهما في ساحات الوغى وموجات البحار العاتية" |
Savaş alanında da arada sırada oluyor bu. | Open Subtitles | إنه أمر يحدث من وقتاً لآخر في ساحات القتال |
Askerlerin istediği savaş alanı fotoğrafları değil müstehcen fotoğraflardı. | Open Subtitles | صور ساحات الحروب لم تكن ما يريده الجنود، لكن أشياء من الطبيعة المُزيّنة. |
Spor salonu, oyun alanı pazar alanı ve yağmur suyunu biriktiren bir kule inşa edeceğiz. | Open Subtitles | سوف نشمل معها مركز لياقة وهياكل ساحات لعب وبرج لحصاد مياه الأمطار وبالطبع مساحة للبيع القطعة |
Bu gece sen ve ben Lepidus'la yemek yiyeceğiz. Ordular, savaş alanları ve ölecek adamların listesini konuşacağız. | Open Subtitles | و سنتحدث عن الجيوش ,و ساحات المعارك ,و عن قائمة الرجال الذين سيقتلون |
Savaş alanları, düşkünler evi, gecekondular. | Open Subtitles | ساحات القتال، إصلاحية، والأحياء الفقيرة. |
Çocuklarda kullanılıyor. Savaş alanlarında kullanıyoruz. | TED | يُستخدم للأطفال. نستخدمه في ساحات المعارك. |
O ve Memucan talim alanlarında ve bir günlük sürüş mesafesi uzaktalar. | Open Subtitles | هو وميموكان فى جولة بعيدة فى ساحات التدريب |
Avrupa'daki savaş alanından ayrılarak eve doğru yolculuğuna başlamıştır." | Open Subtitles | و هو فى طريقه عائدا للوطن من ساحات القتال فى اوروبا |
Avrupa'daki savaş meydanları onlarla dolu. | Open Subtitles | ساحات المعارك الأوروبية تُملأ بهذه الأشياء |
Pasaportunuzu teslim edeceksiniz, ...hiçbir şekilde bir çocuğa yaklaşmayacaksınız, ...ya da park veya okulların yakınında dolaşmayacaksınız. | Open Subtitles | سوف تسلم جواز سفرك ولا يسمح لك الأقتراب من أي طفل أو أن تكون في محيط ساحات اللعب أو المدارس. |
İskoç savaş meydanlarında öğrendiğimiz etkisiz hale getirme becerilerimi paylaşıyordum. | Open Subtitles | كنتُ أشاركه بعض المهارات القتالية التي عرفتها من ساحات المعارك الإسكتلندية. |
Oyun bahçelerindeki sesler susunca umutsuzluk çöktü. | Open Subtitles | ...ريثما خفت صوت ساحات اللعب حل اليأس |