Sadece birkaç saat sürecek, öyle değil mi? | Open Subtitles | نعم، لكن هذا فقط ساعاتان ، أعتقد. هذا صحيح؟ |
- İki buçuk saat güneşin altında beklemek, kötüydü. - Geciktim, tamam mı? | Open Subtitles | اجل سيء الإنتظار ساعاتان و نصف في الشمس الحارقة |
- Azizler gününe birkaç saat kaldı. | Open Subtitles | جيري" من الأفضل أن نتحرك أمامنا" ساعاتان فقط قبل عيد القديسين |
Son değişiminin üzerinden sadece birkaç saat geçti. | Open Subtitles | لقد مرت ساعاتان منذ اخر تغير لك |
- Uyuyorum Julia. - 2 saat uyumaya uyumak denmez. | Open Subtitles | ـ نعم ـ ساعاتان من النوم، ليست كافية |
Johannesburg'un sadece 2 saat kuzeyinde..., ...ama alıştığınız dünyadan milyonlarca kilometre uzaklıkta. | Open Subtitles | فقط ساعاتان شمال "جوهانسبورغ"، لكن على بعد مليون ميل عن العالم الذي قد تعرفونه. |
saat 2'de şirket fotoğrafçısıyla buluşacaksınız. | Open Subtitles | لديك ساعاتان من أجل شركة التصوير |
Bir kaç saat daha tatlım, her şey bitecek. | Open Subtitles | فقط ساعاتان عزيزتي وينتهي |
Zengin olmaktan iki saat uzaktasınız. | Open Subtitles | ساعاتان تفصل عن كونكم أغنياء. |
- bir kaç saat. | Open Subtitles | - ساعاتان. |