Bir ara vereceğiz kararımızı bir saat içinde size bildireceğiz. | Open Subtitles | سنأخذ استراحة ، وَ سنعلمكِ بقرارنـا خلال ساعةٍ من الآن |
Geleceğinizin haberi bir saat önce ulaştı, hazırlıkları yapmış olurduk. | Open Subtitles | علمنا بوصولك منذ ساعةٍ فقط و إلّا لحضّرنا استقبالاً أفضل |
Bu gemi bir saat kadar önce benim dairemden çalındı. | Open Subtitles | هذه السفينة سُرقت من شقتي مُنذ أقل من ساعةٍ مضت. |
Yirmi yıllık zafer bir günde, bir saatte yıkıldı! | Open Subtitles | . عشرون عاماً من المجد تتحطم في يومٍ واحد، في ساعةٍ واحدة. |
10,000 parça üzerinde içerik ve 500 saatten fazla sesli içerik yarattık. | TED | صنعنا محتوًى من أكثر من 10,000 مقطوعة. وأكثر من 500 ساعةٍ من المحتوى الصوتي. |
Pekala, bir B.T. çektirin ve saatlik takipler alın. Peki efendim. | Open Subtitles | أجرِ له تصويراً طبقياً وأعلمني كلّ ساعةٍ بمستجدّات وضعه الصحّي |
Hiçbir şey olduğu yok, prenses. Bir saate kadar varırız. | Open Subtitles | لا تبالي أيّها المُرهف، فسنبلغ الكوخ خلال ساعةٍ. |
Hoşgeldi herkes..umarım gecenin bu saatinde şaşkın değlisinizdir | Open Subtitles | مـــرحـــباً جـــمــيعاً يَجِبُ أن أعتَذِرَ بِالإتيانِ بِكُم في ساعةٍ غير مألوفةٍ كهذهِ |
Pazularım sayesinde bütün bunları bir saat içinde kazandım. | Open Subtitles | كسبتُ كل هـذا في ساعةٍ واحـدة من عضلاتي. |
Test sonuçların bir saat kadar önce geldi. Bir şeyin yok. | Open Subtitles | لقد ظهرت نتائج فحوصاتك منذ ساعةٍ تقريباً أنت بخير |
O zaman yarın sabah vizitelerden bir saat önce buluşuruz. | Open Subtitles | غذاً سنلتقي غداً، قبل ساعةٍ من التحضير للجولات |
Baban bir saat kadar daha ameliyatta olacak. | Open Subtitles | لن بخرجَ والدُكِ من الجراحة قبلَ ساعةٍ أخرى على الأقل |
bir saat sonra bu koridorlarda çok kan akacak. | Open Subtitles | ستكون هناك مجزرة مليئة بالدماء حول هذا المكان خلال ساعةٍ من الآن |
Hayatımın geri kalanında saatte 250 kilometre kare kat edebilseydim... yine de ancak yarısını görebilirdim. | Open Subtitles | إذا غـطيتُ 100 ميل مـربـع في السـاعة، كـلّ ساعةٍ لـبقية حـياتي لاأزالُ سأرى فقط نصـفها |
Ve son yarım saatte iyice şiddetlendi. | Open Subtitles | وفي النصف ساعةٍ الأخيرة اشتدت قوتها أكثر |
Weather Dağı'na 8 saatte yürürsün. | Open Subtitles | إنها ثمانُ ساعةٍ من الـمشي لـماونت ويذر. |
Ben düğünden beri bir saatten fazla zar zor uyudum. | Open Subtitles | بالكاد بات لديّ أكثر من ساعةٍ منذُ حفل الزفاف |
Bu şeyi çözmek için bir veya iki saatten fazla zamanımız olsa güzel olurdu. | Open Subtitles | -يا للأسف ليت لدينا أكثر من ساعةٍ أو اثنتين لحلّ هذا اللغز |
Evet, bir saatlik oyunculuk saçmalığından sonra, bir şeyler içmem gerekiyordu. | Open Subtitles | أجل، حسناً، بعد ساعةٍ تقريباً من ذلك الهراء كان من الضروريّ أن آخذ مشروياً. |
Bu yeni notla birlikte bir saatlik bir ara verebiliriz. | Open Subtitles | وبعد هذه الملاحظةُ الصريحةُ منكـِ فإنَّي أقترحُ أن نواصل بعد ساعةٍ من الزمن |
Bir saate ressam gelecek akşama tabela hazır. | Open Subtitles | الرَّسَّامُ سيفتح في غضون ساعةٍ... ومعه لافتةً جديدةً بحلول الظلام. |
Günün her saatinde sizi izleyen bir makine. | Open Subtitles | آلةٌ تستطيع التجسّس عليك في كلِّ ساعةٍ من كل يوم. |
Mini kimonolu elemana 1,5 saattir ateş ettiğimize ve hala vuramamış olmamıza inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّنا نصوّبُ على صاحب الرداء القصير منذ ساعةٍ و نصف و لم نُصبه. |