Saatin ve diğer eşyaların, ceketinin cebinde. Sen iyi misin? | Open Subtitles | ساعتك و الاشياء الأخرى في سترة جيبك هل أنت بخير؟ |
Saatin, gitme zamanımın geldiğini söylüyor. | Open Subtitles | إن ساعتك تعتقد أن الوقت قد حان لأعود إلى منزلي |
Kendi Saatini ve benim saatimi 15 dakika ileri alıyorsun. | Open Subtitles | تعدين ساعتك متقدمة 15 دقيقة تعدين ساعتي متقدمة 15 دقيقة |
Rüyaya girdiğinde kol Saatini ya da saatleri kontrol et. | Open Subtitles | عندما تدخل إلى حلمك، تحقق من ساعتك أو أيّ ساعة. |
Haydi Pamela, Saatine baksana. Vardiya değişimine gidiyorlar. | Open Subtitles | هيا باميلا انظري الى ساعتك انه قادم عند تغيير الدوريات |
Öğlende, ayçiçeğinin değişen konumunu işaretlersiniz, ve akşam tekrar edersiniz, işte sizin Saatiniz. | TED | وبحلول الظهيرة, تحدد الوضع المتغيّر للزهرة, ومجددا في المساء, وتصبح هذه ساعتك. |
Einstein'ın görecelik kuramı, güçlü çekim alanının da Saatinizi yavaşlatacağını söyler. | Open Subtitles | تقول نظرية النسبية لأينشتاين أن الجاذبية العالية تبطئ أيضاً من ساعتك |
saat kaç. Saatin geceyarısını gösteriyor. | Open Subtitles | حزر ما الوقت الآن تقول ساعتك أنه منتصف الليل |
Şu anda Saatin bizim ana karakterimiz. | Open Subtitles | في هذه اللحظة ساعتك هي شخصيّتنا الأساسية |
Giysilerin, ayakkabıların, Saatin, yüzüğün ve başka... neyin varsa o torbaya koy. | Open Subtitles | ضع ملابسك ,حذائك خاتمك ,ساعتك وكل ما تملك |
Saatin muhtemelen bize bir oyun oynayarak hızlıca ilerledi ve bizi eğlencemizden ayırdı. | Open Subtitles | حسناً, يبدو أن ساعتك مجهزه لتسريع الوقت لكى تخرجنا من متعتنا |
İlginç, eğer vücut Saatin çalışıyorsa acaba bu haberdarlık ne kadar derin? | Open Subtitles | مثير إن كانت استمرت ساعتك الداخلية بالدق فكم عمق إدراكك؟ |
Şimdi Saatini geri alabilirsin. Ama bu olmadan, asla. | Open Subtitles | الآن يمكنك إستعادة ساعتك و لكن دون هذه مستحيل |
Saatini geri al. Yarın beş dakikada bir sana saati soracağım. | Open Subtitles | إستعد ساعتك غدا سوف أسألك عن الوقت كل خمس دقائق |
New York biletini aldım. Q da kol Saatini tamir etti. | Open Subtitles | جلبت لك تذكرتُكَ إلى نيويورك كيو أصلح ساعتك |
Saatine bakayım. Beş para etmez. Rolex alacaksın. | Open Subtitles | دعني اري ساعتك قطعة خردة ستحصل علي واحدة رولكس |
Pekâlâ, yeni, şık Saatine göre, saat 3:30. | Open Subtitles | حسناً, بحسب ساعتك الدليلية الفاخرة الجديد, إنه الثالثة و النصف, |
Film başlamadı bile ama sen Saatine bakmaya başladın. | Open Subtitles | لم يبدأ الفيلم بعد، وأنت تنظرين خلسة في ساعتك |
Sen, aval aval bakan ve sen, kibirinden şişmiş olan bu sizin son Saatiniz olabilir. | Open Subtitles | أنت هناك يا من تفغر فاك مثل الماشية وأنت ايها المنفوخ بالرضا هذه قد تكون ساعتك الاخيرة |
Sonra kilitli dolaplara gidip Saatinizi, iPhone'unuzu, iPod'unuzu, bilgisayarınızı ve dijital, elektronik her şeyinizi koyuyorsunuz. | TED | ثم تتجه نحو الخزائن لتضع ساعتك والآي فون وآي باد وحاسوبك المحمول وكل جهاز رقمي أو إلكتروني. |
Eski saat zinciriniz için size iki peni vermezdim. | Open Subtitles | لن أعطيك سِنتين من أجل سلسلة ساعتك القديمة. |
Ailemdeki hiç kimse, o aptal saatinin ne nerede olduğunu biliyor ne de umursuyor. | Open Subtitles | لا يعرف ولا يهتم أحد في عائلتي مكان ساعتك اللعينة |
Onunla geçirdiğin bir saati bana anlatmadıkça bu da benim vaktim oluyor. | Open Subtitles | أجل، إلا إذا أخبرتني بما حصلت عليه خلال ساعتك معه هذا وقتي |
Ve herkes saatinle dalga geçecek Sana ucube gibi davranacaklar. | Open Subtitles | أنا أعرفك، أنت ستكره ذلك ستكون أضحوكه هناك، بسبب ساعتك. |
KK'nin, Saatinde bir izleyici bulunması bu çok ciddi bir suçlama olacak. | Open Subtitles | كان هناك جهاز تعقب في ساعتك يا كي كي وهذه تهمة خطيرة |
Bayan Porter, dün Saatinize bakıp ona saati söylediğinizi hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | السيدة بورتر، تتذكرى أمس نظرت في ساعتك وأخبرت الألماني الوقت؟ |
Ancak tam o anda, saatinizin bozuk olduğunun farkına varıyorsunuz ve tamir edecek zaman da yok. | TED | وعندها تلاحظ، ما سيثير فزعك، بأن ساعتك مكسورة، وليس لديك وقت لتُصلحها. |
Sadece işleri ilginçleştirmek için benim saate, senin saat. | Open Subtitles | فقط لجعل الأمر مشوق ساعتي مقابل ساعتك |
Yeni saatinizde kaliteli bir taklit. | Open Subtitles | ساعتك اليدوية الجديدة، مزوره بشكل جيد |