Sorunun kökenine inmeme yardım etti. | Open Subtitles | الذي ساعدَني أَحْفرُ أسفل إلى أساسِ مشاكلِي. |
Chuck amca onlar tıkıdık ayakkabıya çevirmeme yardım etti. | Open Subtitles | العمّ تشوك ساعدَني حوّلْهم إلى أحذيةِ الحنفيةِ. |
Ne yaptığımı bile bilmeden bana yardım etti. | Open Subtitles | ساعدَني بهذا المختبرِ بالرغم من أنّه لَمْ يكن يعرفْ ما كُنْتُ أَفعلُ |
Onunla tanışamadım ama o isimsiz dost ve o gerektiğinde bana yardım etti. | Open Subtitles | ولم اقابله ابدا، لَكنَّه الصديق المجهول... مَنْ ساعدَني عندما احتجت ذلك بشده |
Şu e-postalar Tess'den gelmiş. Guido onlar için bana yardımcı oldu. | Open Subtitles | تلك الرسائل البريدية الإلكترونية مِنْ تيس — جيدو ساعدَني مَعهم. |
Bu çok yardımcı oldu. Enerjimi yeniden topladım. | Open Subtitles | والذي ساعدَني حقاً الكثير، لإعادة شحن بطارياتِي. |
Pankartları hazırlamama bile yardım etti. | Open Subtitles | ساعدَني حتى أَجْعلُ الإشاراتَ. |
Boka batmışken bana yardım etti. | Open Subtitles | لقد ساعدَني عندما كنت في أسوء حالاتي. |
Meslekteki ilk yıllarımda çektiğim onca zorluğu atlatmama da yardım etti. | Open Subtitles | O. ساعدَني خلال الكثير مِنْ المادةِ تلك سَنَواتِ الزوجِ الأولى. |
- Bunu yapmama babam yardım etti! | Open Subtitles | - حَسناً، أَبّي ساعدَني مَعه! |
Motorlu Araçlar Bölümü bunun için yardım etti. | Open Subtitles | DMV ساعدَني بهذا: |
Joe daha sonra geldi ve bana çok yardımcı oldu. | Open Subtitles | الآن، جو، جاءَ كثيراً لاحقاً، وهو ساعدَني. |
Bir vatandaş arabasını vererek otobüsü durdurmamda yardımcı oldu. | Open Subtitles | مواطن ساعدَني لإيقاْف الحافلةِ بسيارتِه |