Çünkü Bacaklarım beni engellemedi, tam tersine beni engelsiz kıldı. | TED | لآن ساقاي لم تمثلا عائقاً لي بالعكس فقد مكنتني أكثر. |
Ve eğer merak ediyorsan şu an Bacaklarım yeni James Bond posterinin üstünde. | Open Subtitles | و في حالة أنك مستغرب أنا أضع الآن بين ساقاي بوستر جيمس بوند |
Bugün Bacaklarım ağrıyordu bu gibi durumlarda araba sürmek dinlendirici oluyor. | Open Subtitles | ساقاي كانت تؤلمني وفي تلك الحالة ، تصبح القيادة مريحة لي |
Dün gece bacaklarımı traş etmeyi unutmadım çünkü onları göstereceğimi biliyordum. | TED | لقد تأكدت من حلاقة ساقاي الليلة الماضية لعلمي بأني سأعرضها عليكم |
bacaklarımı kullanamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني تحريك ساقاي هل تمانع لو توليت أمر الحارس؟ |
bacaklarımın rengi çok açık diye şu aptal bronzlaştırıcı kremden sürdüm. | Open Subtitles | اعتقدت بأني ساقاي كانتا شاحبتان جداً, لذا استعملت هذا الكريم الغبي. |
Perişan haldeydim. Sanki Bacaklarım tahtadanmış gibi yürüyordum. | TED | كنت هزيلة. مشيت كما لو كانت ساقاي خشبيتان. |
arasındaki etkileşimi keşfeder. Gördüğünüz gibi, Bacaklarım biyonik. | TED | بين علم الأحياء والتصميم كما تشاهدون، ساقاي صناعيتان |
Bir ilaç beni tekerlekli sandalyeye bağladı çünkü Bacaklarım o kadar hissizleşmişti ki onları hareket ettiremiyordum. | TED | ألزمني أحد العقاقير أن أجلس على كرسي متحرك، حيث أصبحت ساقاي مخدرتين، ولم أتمكن من تحريكهما. |
Ben zavallı biriyim. Gözlerim zayıf. Bacaklarım yaşlı ve çarpık. | Open Subtitles | أنا رجل مسكين, نظري ضعيف ساقاي عجوزتان وملتويتان |
Bacaklarım yaşlı, kulaklarım duymaz, gözlerim görmez... | Open Subtitles | ساقاي رماديتان, أذناي مسدوتان وعيناي عجوزان |
Bacaklarım yaşlı ve çarpık, kulaklarım duymaz, evet? | Open Subtitles | ساقاي عجوزان وملتويتان أذناي مسدودتان, نعم؟ |
Bacaklarım harap olmuş olmasa daha bile dik otururdum. | Open Subtitles | كنت لأجلس بطريقة مستقيمة أكثر لو أن ساقاي لم تتكسر |
Christy aptal olduğumu sanıyor... ve Joe borcumu ödeyemeyeceğimi öğrenince bacaklarımı kıracak. | Open Subtitles | كريستي تظنني غبياً. وعندما يظهر جو ولا أدفع له سيكسر ساقاي. |
En azından siz hepiniz buradasınız. Belki Joe bacaklarımı kırmaktan vazgeçer. | Open Subtitles | على الأقل جميعكم هنا ربما لن يكسر جو ساقاي. |
Gözlerimi kapardım, bacaklarımı açardım ve... | Open Subtitles | كنت حتى لأغلق عيناي .. وأفرج ما بين ساقاي |
bacaklarımı oynatamıyorum. Onları oynatamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع تحريك ساقاي لا استطيع تحريكهما |
Gözlerimi değil ama tepeye çıkarken bacaklarımı sakatladım. | Open Subtitles | ليست عيناي, ولكن ساقاي أحولـّت من صعود التـلّ. |
Bugün, merkezin çalışmalarına bir örnek olarak sizlere bacaklarımın nasıl işlediğini, nasıl çalıştığını göstereceğim. | TED | اليوم سأروي لكم كيفية تشغيل ساقاي وكيفية عملها كمثال لما نقوم به في هذا المركز |
Sonunda, Ayaklarım uyuştu. Whoa! Şu çocuğu görüyor musunuz? | Open Subtitles | أخيراً، ساقاي مخدرتين هل ترون هذا الفتى؟ |
Yakında hava kararacak. Sıcak tutmak için bunu bacaklarıma saracağım. | Open Subtitles | سيحل الليل قريباً، سألفّ هذه على ساقاي لتكون دافئة |
Ayak kemiklerimde, kaslarımdaki etin ağırlığını hissedebiliyordum, yürüdükçe uyarıcı sayesinde felçli ayaklarımı kendim idare edebiliyordum. | TED | كنت قادراً على الإحساس بالعضلات مرتبطةً بالعظام في قدماي، وعندما مشيت بفضل المُحفّز، كنت قادراً على تحريك ساقاي المشلولتان طواعيّةً. |