"ساقها" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bacağı
• bacağından
• bacağına
• bacağında
• ayağını
• bacağındaki
• bacağının
• bacak
• ayağına
• Bacakları
• Ayağı
• Bacaklarını
• bacaginda
• bacağını

Parçalara ayırma işi daha yeni başIıyordu. bacağı tamamen kesilmemişti.
التقطيع كان قد بدأ للتو ساقها ليست مقطوعة بشكل كامل

Parçalara ayırma işi daha yeni başlıyordu. bacağı tamamen kesilmemişti.
التقطيع كان قد بدأ للتو ساقها ليست مقطوعة بشكل كامل

Onu bacağından vurabilirdim. Atardamardan değil, tabii ki.
كان يمكنني إصابتها في ساقها ليس في شريان هام بالطبع

Benim resitalim esnası, onun bacağına bir PEZ şeker kutusu mu koydun?
أنت وضعت علبة حلوى على ساقها أثناء عزفي؟ -لم أعرف أنها ستضحك

Yerde güzel bir kız var, bacağında da bir delik.
ثمّة فتاة مثيرة طريحة على الأرض، وثغرٌ كبير في ساقها.

Bir kutuda yaşıyor, dans etmek istiyor ama ayağını kırıyor.
كانت تعيش في صندوق, وتريد أن ترقص, لكنها كسرت ساقها

Gizemli kadınımızın bir problemi var. bacağındaki metali çıkarttırması gerekiyor.
سيدتنا الغامضة لديها مشكلة ، يجب ان تزيل الرصاصة من ساقها..

Şimdi de onu kurtarmamız lazım yoksa bacağının altını kaybedecek.
و الان هي من علينا إنقاذها أو ستخسر ساقها السفلى

Kadının bacağı zaten mahvolmuş bir de varlığından bile emin olmadığımız bir şey için göğsünü yarıp açmamıza hiç gerek yok.
هذه المرأة تم بتر ساقها للتو. وليست في حاجة لأن يتم فتح صدرها من أجل شيء لسنا متأكدين حتى من وجوده.

Anlık duraklaması sırasında, dansçının havadaki bacağı önden yana doğru giderek düzleşir, sonra tekrar dizine doğru kıvrılır.
حتى أثناء التوقف الخاطف تعدل الراقصة ساقها المرتفعة وتحركها من الأمام إلى الجانب قبل أن تثنيها عائدةً إلى ركبتها

Bu bir mucize. Sadece beyin sarsıntısı geçirmiş ve bacağı kırılmış.
إنها معجزة، لقد أُصيبت فقط بإرتجاج في المخ وانكسرت ساقها

bacağı çok hasar görmüş, ve kesmeleri gerekti.
ساقها تضرّرَ بشدة وكان لا بُدَّ من إزالته

Kan bacağından süzülerek ebedî mutluluğa dahil edilmeyen hayatın kırmızı bir damlasını toprağa bıraktı.
و الدماء كانت تنساب من علي ساقها الي الارض تاركة بقعة حياة حمراء وسط فراغ لامتناهي

Daha dükkanı açmadık ama çalışanlarımdan biri bacağından vuruldu.
لم نفتح بعد. ولدي موظفة برصاصة في ساقها.

Niye yapamıyorsun Kyle? Onun bacağına, lanet bir greyfurt büyüklüğünde bir delik açarım.
أنا لا أمزح يا كايل سأطلق رصاصه فى ساقها

bacağına dikiş attım ve dinlenebilmesi için evime götürdüm.
عالجت الجرح الذي في ساقها وأخذتها لمنزلي حتى ترتاح

En azından bacağında sahici bir kurşun var.
ـ حسناً ، يبدو أن الرصاصة التى فى ساقها حقيقية..

Çünkü Edie Teyzenin bacağında yine ödem çıkmış ve karpuz kadar büyümüş.
حقاً؟ لأن العمه أيدي لديها تجمع السوائل في ساقها من جديد وحجم التورم كـ حجم البطيخ

Kayak yaparken ayağını kırdığından yapacağınız evlilik görüşmesi bozulmuştu.
التي سقطت عندما كسر ساقها من خلال التزلج في المنتجع

bacağındaki yumuşak doku hasarını tedavi etmek günün büyük kısmını aldı.
معالجة إصابات النسيج الرخويّ في ساقها يكلّفنا معظم اليوم

PEZ şeker kutusunu ne diye bacağının üstüne koydun ki?
لماذا وضعت علبة الحلوى على ساقها في المقام الأول؟

Kız bacak atardamarına çok yakın bir yerden vurulmuş.
هذه الفتاة أصيبت بطلقة نارية في ساقها قريبة جداً من الشريان الفخذي

Annem dedi ki sen 3 yaşındayken karşısında durup ayağına işemişsin.
أمي قالت أنك تبولت على ساقها عندما كان عمرك 3 سنوات

Bacakları altında kıvrılmış, kolları tuhaf bir halde.
و ساقها محشورة بالأسفل و ذراعها محطم كالغصن

Ayağı sıkışmış durumda, Crush sendromu riski var.
إذا تركنا ساقها محشورة، فنحن نجازف بمتلازمة الهرس

Sana Bacaklarını öyle bir dolar ki, ondan merhamet dilersin.
ستلف ساقها حولك بشدة حتى أنك ستطلب الرحمة

Sence bacaginda tuy yerine... sacinda mi bacak olacakti?
بدلاً من الشعر في ساقها أتكون الساق في شعرها؟

Düşünce, bir pervane bacağını koparan kadar su altında kalır.
سقطت في الماء وبقيت هناك حتى بترت مروحة القارب ساقها