Paravan şirketler yardımıyla bombalamadan sorumlu Sadiq Samar'a satış yapılmış. | Open Subtitles | لشركة وهمية على رأسها صادق سامار الإرهابى المسئول عن التفجير |
Efendim, bu, sayısızca bombayı etkisiz hale getiren o Binbaşı Samar Anand, değil mi? | Open Subtitles | ؟ بنفسه اناند سامار الرائد هو اهذا .. سيدى |
Eğer Samar varsa o zaman Meera da var demektir. | Open Subtitles | يعنى فهذا سامار انت لو ايضا ميرا هناك ان |
Samar daha önce biz kaza ya da ciddi travma geçirdi mi hiç? | Open Subtitles | لحادث سامار تعرض هل ؟ هذا قبل خطيره صدمات او |
Bunlar, Samar'ın verdiği bir kaç isim ve adres. | Open Subtitles | والارقام , والعناوين , الاسماء بعض هناك سامار قدمها التى |
Meera, Samar'ı çok iyi bir şekilde idare etmen gerekiyor. | Open Subtitles | ميرا شديد بحذر سامار مع التعامل عليك سيكون |
Sen Samar'ın dış dünyayla olan tek bağlantısısın. | Open Subtitles | الخارجى بالعالم سامار يربط الذى الجسر انتى |
Samar, senin söz ettiğin kaza tam 10 yıl önceydi. | Open Subtitles | سامار عنه تتحدث الذى الحادث ان تقريبا سنوات 10 منذ وقع |
Samar, başını çarpmandan dolayı hafıza kaybı yaşıyorsun... | Open Subtitles | الراس فى جرح بسبب سامار ذاكره بفقدان مصاب انت |
O halde Samar'ın dediği gibi, don don, Londra. | Open Subtitles | سامار يقول ان اعتاد كما اذا يالندن الامر انتهى , الامر انتهى |
Doktor Khan, Samar'ın hızla iyileştiğini söylüyor. | Open Subtitles | سامار ان تقول خان الدكتوره للغايه جيد بشكل عافيته يستعيد |
Sanırım... Binbaşı Samar Anand ve Akira'nın bir araya gelme zamanı geldi. | Open Subtitles | حان قد الوقت ان اعتقد اكيرا يقابل بان اناند سامار للرائد |
Samar benim favorim oldu o herkesi cezp ediyordu. | Open Subtitles | لدى المفضل كان سامار شخص اى يسحر ان بوسعه |
Samar iyileşmeden önce ben bu iş bir son vereceğim. | Open Subtitles | المحاضرات لى ويقدم سامار يتعافى ان قبل لذا الاشياء هذه وكل الصداقه عن الحب هذا عن اتنازل انا |
Samar, yeni restoranımız Marble Arch İstasyonu'nun karşısında, tamam mı? | Open Subtitles | سامار الجديد مطعمنا موقع انه ارتش ماربل محطه مقابل ؟ اتفقنا |
Biz şu anda konuşurken Samar 108. bombayı etkisiz hale getiriyordur. | Open Subtitles | الان بها نتحدث التى اللحظه اثناء 108 رقم قنبلته مفعول سامار يبطل |
Samar mayınları birbirine bağlamaya çalışıyor. | Open Subtitles | سامار قد يحاول ربط هذه الألغام ببعضها البعض |
Sadiq Samar'ın hala dışarıda olduğunu ve Teğmen Wilt'i öldürdüğünü biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم أن صادق سامار مازال بالخارج وأنه قام بقتل الضابطة البحرية ويلت |
Bulunan DNA örnekleri Samar'ın Mısır'daki bombalamayla da ilgili olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | النتائج تربط صادق سامار بشظايا القنبلة التى إنفجرت فى مصر ، أيضاً |
Sadiq Samar'ı bir ay önce aynı Kahire otelinde gören iki görgü tanığı var. | Open Subtitles | حسناً ، لدينا شاهدين فى هذا المكان صادق سامار كان فى نفس الفندق القاهرى منذ شهر |
Dr. Neehoff, benim adım Samara Navabi. | Open Subtitles | " الأستاذة " نيهوف " ، إسمي " سامار نافابي |