Neden birisi zehirli yılanları cinayet silahı olarak kullansın ki? | Open Subtitles | الذي أي شخص يستعمل أفاعي سامّة كسلاح قتل؟ |
Odasına zehirli yılan koyarak mı, yoksa uçurumdan iterek mi? | Open Subtitles | أفاعي سامّة في غرفتِه , أَو ترمية من على الحافةَ ِ؟ |
Radyoaktif böcekler tarafından ısırılan ...ya da bir fıçı zehirli atığın ...içine düşen çocuklar, ertesi gün güçlerine kavuşuyorlar. | Open Subtitles | الأطفال الذين يُلدغون من قِبَل حشرات مشعّة أو يسقطون في حوض نفاية سامّة عادةً قوتهم تبدأ بالظهور باليوم التالي أو.. |
Birisi asetaminofen aldığında, onun bir kısmı toksik bir maddeye dönüşür. | TED | عندما يتناول شخص ما عقار الأسيتامينوفين، يتم تحويل جزء منه إلى مادة سامّة. |
Sadece yüksek sıcaklıktan dolayı değil, ayrıca gazlar da zehirlidir. | Open Subtitles | ليس فقط بسبب الحرارة الحادّة، لكن الغازات ستكون سامّة. |
Aslında o muhtemelen çok zehirli genetik bir maddedir. | Open Subtitles | في الحقيقة، من المحتمل ان هذه مادّة وراثية سامّة جدا |
bu bileşikler şaşırtıcı derecede etkilidir, fakat aynı zamanda dengesiz, öldürücü derecede zehirli, ve sıradan bir markette bulması da zordur. | Open Subtitles | إنها فعّالة جدا لكنّها غير مستقرة أيضا، سامّة إلى حد قاتل وصعب إيجادها في مخزن البقالة |
Muhtemelen zehirli olan avını yakalamanın yolu sürpriz saldırıdır. | Open Subtitles | ، لمهاجمة فريسة نوعا ما سامّة فإنه يسعى لمباغتتها |
Büyük, siyah ve zehirli bacaksız bir piliç. | Open Subtitles | دجاجة ، كبيرة ، سوداء . و سامّة بدون أرجل |
Kimi patates türleri zehirli olabilir, ne olur ne olmaz diye... | Open Subtitles | قد تكون بعض البطاطا سامّة .. لذا في هذه الحالة |
1000 yıllık bir ağaç iblisi, 2 zehirli yılan iblisi ve sayısız canavar. | Open Subtitles | الجِنّية العجوزة ذو الـ 1000 عام من العمر واثنين من الشياطين على هيئة ثعابين سامّة وعدد لا يحصى من الوحوش الأخرى أيضاً |
Lezzetliler ama zehirli değiller. Griple savaşmak için de iyiler. | Open Subtitles | إنّها العلّيق الأسود إنّها لذيذة، وليست سامّة |
Demliğinizin içerisinde zehirli bir madde bulduk. | Open Subtitles | وجدنا مادة سامّة داخل إبريق الشاي الخاصّ بكِ. |
Havalandırma sistemine konulabilir, barajlara bulaştırılabilir bomba yapımında kullanılabilir ve zehirli dumanla şehre yayılabilir. | Open Subtitles | يُمكن نشره من خلال نظام التهوية، يُمكن أن يُلوّث خزان مياه، يُمكن تفجيره بقنبلة وإطلاق سحابة سامّة على جزء من المدينة. |
Kafana girmesine izin verme. zehirli bu kadın. | Open Subtitles | لا تدعها تتلاعب بأفكارك هذه الامرأة سامّة |
Ayrica seviyeleri ise oldukça zehirli | Open Subtitles | في الحقيقة، هذه المستويات هي جرعة سامّة جداً |
Cıva toksik olduğum için dolgularımı aldıracağım. | Open Subtitles | سأتخلّص من حشو أسناني بالكامل لأن مادة الزئبق سامّة. |
Havalandırmada bulunan toksik kimyasal maddelerin tecrit koğuşlarına girerek üç mahkûmu etkilediğini öğrendik. | Open Subtitles | لقد اكتشفنا أنَ مواد كيماوية سامّة موجودة في مجاري الهواء في الحجز الانفرادي قد أصابَت ثلاثة سُجناء |
Ama şimdi New Jersey'deki bir çöplüğe toksik atık taşıyorum. | Open Subtitles | . الآن أقود نفاية سامّة إلى موقع دفن نفايات في نيو جيرسي. |
Birilerinin kendilerini mideye indirmemesi için çoğu sünger zehirlidir. | Open Subtitles | للمُسَاعَدَة على مَنْع أنفسهم من أَنْ يُؤْكَلَوا العديد مِنْ الإسفنجاتِ سامّة. |
3 gün önce hükümete ait bir laboratuardan bir zehir çalındı. | Open Subtitles | لقد سُرقت مادّة سامّة قاتلة قبل ثلاثة أيّامٍ من مُختبر حُكومي. |
Gaz için buna ihtiyacın olacak. Bugün toksit maddeleri yakıyoruz. | Open Subtitles | إرتدوا هذا ضد ألغاز، اليوم نحن نحرق مادّة سامّة |