Sadie, senin iskeleye 180 metre uzaklıkta bir adamın kafasını bulduk. | Open Subtitles | سايدي ، لقد وجدنا رأس رجل على بعد 183م من رصيفك |
Gitmem gerek. Sadie suçiçeği çıkarmış galiba. | Open Subtitles | يجب على الذهاب سايدي ربما لديها جديري الماء |
Ve Sadie' nin sevmediği bir şey varsa, o da insanların bu kuralları çiğnemesidir. | Open Subtitles | و اذا كان هناك شيئ واحد لا يحبه سايدي ويخرقوا الناس القواعد |
Sadie'nin babası da kanser hastasıydı ve durumu ağırdı. | Open Subtitles | و والد سايدي كان يحتضر من السرطان في ذلك الوقت. |
Sen cidden çok zor bir insansın. Maalesef bunu sana söylemek zorundayım, Sadie. | Open Subtitles | أنت شخصية من الصعب فهمها أؤكد لك ذلك , سايدي |
Sadie, sana şu çocukla bir buluşma ayarlamayacak mıydı? | Open Subtitles | - أم تكن "سايدي" سوف تدبر لك موعداً مع رجل ما |
- Sadie, polisi arayamam. Bu işleri daha da kötü hale getirir. | Open Subtitles | .(لايمكن أن أهاتف الشرطة يا(سايدي .فعلي هذا لن يزيد الأمور إلّا سوءًا |
Dinle, Sadie ile hastanedeydim az önce. Marina da oradaydı. | Open Subtitles | .(اسمع، كنت لتوّي في المشفى مع (سايدي .كانت (مارينا) هناك. |
Sadie! Niye böyle yaptın? | Open Subtitles | سايدي لماذا فلعت ذلك ؟ |
Sadie' yi kızdırmamanı söylemiştim. | Open Subtitles | اخبرتك ان لا تغضبي سايدي |
Sadie, ben Şerif Riley. | Open Subtitles | أنا الشريف (رايلي) يا (سايدي) ، افتحي الباب |
Çatlak Sadie bir şeyler biliyor. | Open Subtitles | هذه المجنونه (سايدي) تخفي شيئاً ، استطيع أن اشعر بذلك |
Çatlak Sadie'nin oradaki kamp yerine gitmiş olabilir. | Open Subtitles | من المحتمل أنّه ذهب للتّخييم في المنطقة القريبة من المجنونة (سايدي أوه. |
- Evet, gölü kapadım. Karşımızda ne olduğunu anlamak için Sadie Bickerman'ın evine gidiyoruz. | Open Subtitles | صحيح ، لقد أغلقتها لنذهب إلى بيت (سايدي بيكرمان |
Dediğin gibi olsun Sadie. Konuşmama hakkın var. | Open Subtitles | كما تشائين يا (سايدي لديك الحق بأن تبقي صامتة |
- Sadie, Sadie, Sadie, Sadie. | Open Subtitles | - سايدي ، سايدي ، سايدي ، سايدي |
Sadece FDA'nın reddettiği gıdalarla mı besliyordun Sadie? | Open Subtitles | هل هذا كل ما تطعميهم إيّاه يا (سايدي)؟ لحم البقر المحظور من قبل منظّمة الغذاء والدّواء الأميركية؟ |
Dinle Sadie, verdiğin bilgiler için teşekkür ederim. | Open Subtitles | يا (سايدي) اسمعي أود أن أشكرك لإعطائي هذه المعلومات |
Bunu Sadie'nin dondurucusundan yem olarak aldım. | Open Subtitles | لقد أحضرت هذه من مجمّدة (سايدي) لكي نستخدمها كـ طُعم |
O ve Sadie, benim gerçek dostlarımdı. | Open Subtitles | -لقد كان و(سايدي) صديقي الوحيدين المخلصين |