ويكيبيديا

    "سببٌ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • nedeni
        
    • sebebi
        
    • sebep
        
    • bir neden
        
    • sebebiniz
        
    • sebeplerim
        
    • sebebin
        
    • sebebim
        
    • nedenim
        
    • nedenin
        
    Bir süre daha bu vakayla ilgilenmemin bir nedeni var ama sana söyleyemem. Open Subtitles ثمّة سببٌ لتمسّكي بهذه الحالة مزيداً من الوقت ولكنّني لا أستطيعُ إخبارك به
    Tanık korumada olmanın bir nedeni var. Open Subtitles هُناكَ سببٌ لوُجودِكَ في وَحدَة الحِماية
    Biriyle yatmanın tek bir sebebi vardır o da aşktır. Open Subtitles فهناكَ سببٌ وحيد فقط للنوم مع أحدٍ ما وهو الحب
    Ne de olsa, bana zarar gelmesini istemesi için bir sebebi yok. Open Subtitles على كل حال، ليس لديها سببٌ لكي تتمنى لي اي ضرر
    Bunun iyi bir sebep olduğunu sanmıyorum Eddie. Open Subtitles تعرف, في هذه الحالة, لست متأكداً بأن هذا سببٌ كافٍ.
    Harcadığı her nefesin bir nedeni vardır. Her şeyi hesaplar. Open Subtitles لديها سببٌ لكلّ نفَسٍ تتنفّسه فكلّ شيءٍ محسوب
    Çekim yapmaya. Baş kameraman benim. Bunun bir nedeni var. Open Subtitles سأصوّر ما يحدث، إنّه واجب المُصوّر، ثمّة سببٌ لما بدر توّاً.
    İnsanların onlar hakkında bir şey yazmamasının bir nedeni var. Yazmaya değecek bir şey yapmıyorlar. Open Subtitles هُناك سببٌ أنكم أيها الناس لم تكتبوا عنهم إنهم لم يفعلوا شيئاً يستحق الكتابةً بشأنه
    İnsanların onlar hakkında bir şey yazmamasının bir nedeni var. Yazmaya değecek bir şey yapmıyorlar. Open Subtitles هُناك سببٌ أنكم أيها الناس لم تكتبوا عنهم إنهم لم يفعلوا شيئاً يستحق الكتابةً بشأنه
    Burada olmasının başka bir nedeni olmalıydı. Open Subtitles ينبغي أن يكون هُناك سببٌ آخرٌ لوجوده هُنا.
    Eski 2. seviye teknolojisini raftan çıkartmak için geçerli bir sebebi olsa iyi olur. Open Subtitles مِن الأفضل أن يكون لديه سببٌ وجيهٌ لإخراج تقنيّةٍ مِن المستوى الثاني.
    İnsanın yaşaması için bir sebebi yoksa, yaşayamaz mı demek? Open Subtitles إذا لم يكن للمرء سببٌ في الحياة، هل هذا يعني أنه لا يستطيع العيش؟
    İsterim,hayatım ama bu kadar güçlü bir şeye dokunamamamın bir sebebi var. Open Subtitles كنتُ لأفعل يا عزيزتي لكنْ ثمّة سببٌ لبقاء شيءٍ بهذه القوّة دون أنْ يُمسّ
    Kardeşimin ehliyet almamasının başka sebebi de görme yetisinin iyi olmamasıydı. Open Subtitles نظرُ أخي ليس جيداً و هذا سببٌ يدفعه لتجنب القيادة
    O gün ormanda neler olduğunu hatırlayamamanın bir sebebi var. Open Subtitles هُنالك سببٌ لعدم قدرتكِ على تذكّر ما حدث لكِ ذلك اليوم في الغابة.
    İnsanların noeli beklemeleri için bir tek sebep yoktur. Open Subtitles هـنالك سببٌ ما يجعـل الناس لاينـتظرون عيد الميـلاد
    Ama burayı önemli yapan başka bir sebep var. Open Subtitles إلا أن هناك سببٌ آخر في كون هذا المكان هاّم.
    Bu boku uzatmak için ortada hiçbir sebep yok. Open Subtitles لا يوجد سببٌ حقاً لكي تستمر هذه السخافة مدّة أطول.
    Bu yaşaman için daha büyük bir neden, hatırladın mı? Savaşmak için, hatırladın mı? Open Subtitles و هذا سببٌ إضافي لبقائكَ حياً، أتذكُر، لتُقاتِل، أتذكُر؟
    Takip edildiğinizi düşünmek için sebebiniz var mı? Open Subtitles هل لديك سببٌ يدعوك إلى الاعتقاد أنّك تحت المراقبة؟
    Müdür Reynolds ile uygunsuz bir ilişkisi olduğuna inanmak için geçerli sebeplerim var. Open Subtitles لديّ سببٌ يجعلني أظنّها متورّطةً في علاقةٍ غير لائقة مع المدير (رينولدز)
    Senin dönmek için daha iyi bir sebebin varsa söyle de duyalım. Open Subtitles لذا إن كان لديك سببٌ أفضل للعودة فلنسمعه يا رجل
    Ben kontrolden çıktığım zaman bir sebebim vardı. Open Subtitles لكن على الأقل، عندما كنت أعبث، كان لديَ سببٌ.
    Sana değil de ona inanmak için bir sürü nedenim var, bu yüzden sana bir şey söyleyeceğim. Open Subtitles حسناً، لدي سببٌ لتصديقِه أكثَرَ مِنك لِذا سأُخبركَ شيئاً
    Bir nedenin yok. Bu yüzden her kavgayı kaybediyorsun. Open Subtitles أنت ليس لديك سببٌ لذلك لذلك يركل مؤخرتك دائماً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد