Eğer şu yuvarlar havayı alabiliyorsa, bizim de almamamız için bir neden yok. | Open Subtitles | اذا كانت كرات الدم هذه تستطيع ان تاخذ هواء لا يوجد سبب يمنعنا نحن ايضا |
Perşembe sabahı onu klinikten çıkarmamamız için herhangi bir neden var mı? | Open Subtitles | هل يوجد سبب يمنعنا من أخذها للعيادة صباح الخميس ؟ |
Buna devam edemememiz için bir neden yok. | Open Subtitles | ليس هناك أي سبب يمنعنا من مواصلة الاستمتاع |
Restorana gidip, sevimli bir yemek yemememiz için bir sebep yok. | Open Subtitles | ليس هناك سبب يمنعنا من الذهاب للمطعم وتناول عشاء بهيج |
Bekle, bekle.Bak, biyografimi bitirmememiz için hiçbir sebep yok. | Open Subtitles | انتظر .. انتظر .. لا يوجد سبب يمنعنا من إنهاء المذكرة على أية حال |
Gerçekte kim olduğumuzu ve nereye gittiğimizi anlamamamız için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | لا يوجد سبب يمنعنا من فَهْم حقيقة من نحن و أين نحن ذاهبون |
Eğer metotlarla ilgili endişelenmekten vazgeçersen ikimizin onu yenmemesi için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | لكن إن كان بإمكانك ان تتجاهل، شكوك حول الأساليب لثانية واحدة، لا يوجد سبب يمنعنا من القضاء عليه، |
Bizim de onların üstünde kullanmamamız için neden yok. | Open Subtitles | ما مِن سبب يمنعنا من استخدامها ضدّهم. |
Ama bizim ona destek vermememiz için neden yok. | Open Subtitles | لا يوجد سبب يمنعنا من مد يد العون له. |
Sanırım söylemememiz için bir neden yok. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد ليس هناك سبب يمنعنا من عدم قول ذلك الآن. |
O zaman gidip her zaman yaptığımızı yapmamamız için bir neden yok. | Open Subtitles | إذاً، لا يوجد سبب يمنعنا من الذهاب هناك و نفعل ما قررنا أن نقوم به؛ بالغالب. |
O kadar ürün kurutamamamız için bir neden var mı? | Open Subtitles | هل هناك سبب يمنعنا من تسويق تلك الكمية؟ |
Melbourne'da hem şeritli yollar yapıp hem de karbondioksit ve enerjiyi çarpıcı bir biçimde düşürdükleri gibi, şehirlerdeki yaşanabilirliği ve yaratıcılığı önemli ölçüde geliştirememiz için hiç bir neden yok. | TED | ليس هناك أي سبب يمنعنا من تحسين قابلية الحياة والإبداع في المدن بشكل مذهل كما تم فعله في ملبورن بإنشاء مسارات ضيقة للمشي وبنفس الوقت خفضوا انبعاث غاز ثاني أكسيد الكربون واستهلاك الطاقة. |
Sanırım tatlıyı yememek için bir neden yok. | Open Subtitles | أعتقد لا يوجد سبب يمنعنا من التحلية. |
Tekrar böyle olmaması için hiç bir sebep yok. | Open Subtitles | لا يوجد سبب يمنعنا من ان نصبح هكذا مرة أخرى |
Biraz eğlenmemek için bir sebep yok. | Open Subtitles | و لا يوجد سبب يمنعنا من الترفيه عن انفسنا قليلاً |
İkimizin de başarılı olamaması için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | ليس هناك سبب يمنعنا من أن نكون ناجحين |
Onunla anlaşama yapmamak için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | إنظر لايوجد سبب يمنعنا من التناقش معه |