Çünkü benim duyduğum Beowulf Brecca'ya karşı yüzdü ve yenildi. | Open Subtitles | لأنه الذي أنا سمعت عنه سبح في البحر العميق وضاع |
Herkes oraya yüzdü ama ben kameramla gittim. | TED | سبح الجميع بنفس هذا الإتجاه وذهبت أنا في هذا الاتجاه بكاميرتي. |
İçinde yüzmüş ve dışarı çıktığında derisi çizgili olmuş. | Open Subtitles | لقد سبح بها ... وعندما خرج منها أصبح جلده مُخططاً |
Çocuğun burayı yüzerek mi geçtiğini söylüyorsun? | Open Subtitles | أأنت تعني أن الصبي قد سبح عبر هذه المياه؟ |
"Yüzbaşı Schilz gece nöbetçisini atlatıp ayakkabılarını çıkararak kıyıya kadar yüzmeye çalışmış olmalı." | Open Subtitles | يبدو أن الملازم لينش قد تملص من ليلة المراقبة ومشى حافي القدمين حتى لا ينكشف ثم سبح الى الشـاطيء |
"Gemide hala tayfa vardı. U-96'ya doğru yüzdüler." | Open Subtitles | الطاقم كان لايزال على متن السفينة" " سبح تجاه يـــو 96 |
Gölde birlikte yüzdük. | Open Subtitles | سبح نحن معا في البحيرة. |
- Ayakkabılarıyla gitmiştir! | Open Subtitles | لقد سبح وهو ينتعلهم وحزامه؟ |
Orospu çocuğu bana kadar yüzdü, tam şuradan koltuk altımdan ısırdı. | Open Subtitles | ابن العاهرة سبح باتجاهي ولدغني هنا تحت إبطي |
Adam akıntıya karşı zinciliyken 100 metre yüzdü ve nefes almak için hiç yüzeye çıkmadı. | Open Subtitles | لقد سبح 100 متر ضدّ التيار وهو مُقيّد، لمْ يخرج أبداً لإستنشاق الهواء. |
Zamana ve tüm kötü koşullara rağmen orada yüzdü. | Open Subtitles | انه سبح هناك طوال الوقت والظروف لم تكن قاسية |
Bu yüzden başka bir arkadaş bulmak için çok hızlı yüzmüş. | Open Subtitles | لذا هو.. سبح بعيداً ليبحث عن صديق آخر |
Thames Nehri'nden yüzmüş, tapa deliklerinden girmiş çıkmış ve sonunda aşçıyı, annesini ve Bayan Whittaker'ı çok şaşırtmış. | Open Subtitles | سبح نهر الـ(تيمز) وخرج من المصرف. وسبّب صدمة للطاهي وأمّي والسيدة (ويتيكر). |
Çocuk kıyaya yüzmüş. | Open Subtitles | . الولد سبح الي الشاطيء |
Tek bildiğimiz bu adamın koca bir nehri yüzerek geçtiği. | Open Subtitles | كل ما نعرفه أن ذلك الشخص سبح خلال النهر |
Ve Antarktika'nın en güneyinden bu kuşların ataları yüzerek gelir: | Open Subtitles | وحتى من جنوب أنتاركتيكا حيث سبح الأجداد من هذه الطيور - - بطاريق غالاباغوس |
Muhtemelen buraya başka bir kıtadan yüzerek geldi. | Open Subtitles | سبح من المحتمل من قارة أخرى. |
Yani, mesela okyanusta yüzmeye çıkıp, boğulsa, evi Chelsea mi alacak? | Open Subtitles | حقاً؟ إذاً,لو هو سبح في داخل المحيط وغرق,مثلاً |
Haftalar önce annesine karşı gelip okyanusa yüzmeye giden Buster'ın başına bu gelmişti. | Open Subtitles | الذي حدث منذ عدة أسابيع عندما سبح (باستر) في المحيط ضد رغبات أمه |
"Ekip güvertedeydi hala. U-96'ya yüzdüler." | Open Subtitles | الطاقم كان لايزال على متن السفينة" " سبح تجاه يـــو 96 |
Yahudiler ise Bolşeviklere doğru yüzdüler. | Open Subtitles | سبح اليهود نحو البلاشفة |
Karanlık çökene dek birlikte yüzdük. | Open Subtitles | سبح نحن معا حتى حلول الظلام. |
- Ayakkabılarıyla gitmiştir! | Open Subtitles | لقد سبح وهو ينتعلهم |
Tanrı'ya şükret Nigel. Ona şükret! | Open Subtitles | سبح بمجده, نايجل سبح بمجده |
Bu uyuz kasabadaki herkes 8 yaşından beri orada yüzüyor galiba. | Open Subtitles | كل فرد هنا سبح هناك عندما كان في الثامنة |