Dünyanın ilk uydusu, Sputnik I, 1957 yılında fırlatıldı ve bu yılda, dünyada toplamda üç fırlatma denemesi yapıldı. | TED | لذا، فإن أول قمر صناعي، سبوتنيك 1، أطلق سنة 1957، وفي تلك السنة، كان هناك فقط ثلاث محاولات إطلاق. |
Sputnik aslında uzaya gönderilen ilk insan teknolojisi ürün değildi. | TED | سبوتنيك في الحقيقة لم يكن أول قطعة من تكنولوجيا البشر تدخل الفضاء. |
Babam bir mucitti benim. Sputnik fırlatıldığında California'ya taşınmıştık, 1957'de. | TED | وقد انتقلنا الى كاليفورنيا عام 1957 عندما انطلق سبوتنيك الى الفضاء |
Sputnik'in artık Dünya'nın etrafında dönmesiyle tüm bunlar değişmişti. | Open Subtitles | ولكن الآن مع وجود سبوتنيك يدور حول الأرض، كل ذلك تغير |
Sputnik'in neden bu kadar önemli olduğunu kim söyleyecek? | Open Subtitles | والآن اخبرونى لماذا يعتبر سبوتنيك مهماً؟ |
Şu Sputnik bir an önce görünse iyi olur. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أن سبوتنيك هذا يجب أن يظهر الآن |
C-level exhaust and when it refuses such a thing, deserves another Sputnik. | Open Subtitles | و إذا تجاوزوا هذا بصراحة يستحقون سبوتنيك أخرى |
Bunu görmezden gelirlerse de, açıkçası başka bir Sputnik'i hak ederler. | Open Subtitles | ـ وإذا رفضوا ذلك ، لكي أكون صريحاً فإنهم يستحقون سبوتنيك آخر |
Uzay çağı Sputnik ile başlar. Hemen ardından şüpheli aya ayak basma olayı olur. | Open Subtitles | تبدأ مع سبوتنيك و هي تاريخ الفضاء ، والحق عند نهاية الاشياء المضاربة |
Ulusunuzun büyüklüğünü göstermeniz gereken, gerçek Sputnik anı gibi bir durum bu. | TED | شخص يدعو إلى عظمة شعبك بقدر لحظة سبوتنيك الأصلية . |
Ruslar tarafından Sputnik olarak isimlendirilen uydu tarihte yeni bir dönüm noktası olarak nitelendirilmeye başlandı. | Open Subtitles | القمر الذى أطلق عليه الروس "سبوتنيك"ـ يُعتبر من معالم التاريخ |
Bu Sovyet Sputnik uydusunun yaydığı radyo sinyali. | Open Subtitles | إنها إشارة الراديو التى تُبث من سبوتنيك |
Böylece, herkes Sputnik'i dinleyebilecekti. | Open Subtitles | رأيتم كيف فكر فيها كوريالوف "هكذا يستطيع كل شخص ان يسمع "سبوتنيك |
Johnson'la Kennedy, Sputnik'le birlikte işleri batırdığını söyleyerek Ike'ı dört bir yandan sıkıştırıyor. | Open Subtitles | "جونسون" و "كيندي" هم حول "آيك" يقولون انه افسد الأمور بـ "سبوتنيك" |
Ağustos 1957'de Sovyetler, ilk kıtalar arası balistik füze olan R-7'yi başarıyla test etti. Aynı füze, iki ay sonra Sputnik'i fırlatmak için kullanılacaktı. | TED | وفي حلول أغسطس من العام 1957 اختبر السوفييت بنجاح أول صاروخ عابر للقارات، أر-7، نفس الصاروخ الذي سوف يُستخدم في إطلاق سبوتنيك لاحقاً بعد شهرين. |
Fakat yaklaşık 50 yıl önce Sputnik'in fırlatılmasının ardından, büyük bir değişim yaşandı. ilk Amerikan uydusunu fırlattık, şurada solda görebilirsiniz. | TED | و لكن منذ حوالي 50 سنة حدث تغير كبير، فبعد إطلاق "سبوتنيك". قمنا بإطلاق القمر الصناعي الأمريكي الأول و هو الذي يظهر في الصورة إلى اليسار. |
Çünkü 1950'lerin ortasında, ben daha küçük bir çocukken, Sputnik isimli çok ilkel ve küçük olan uyduyu ateşleme arsızlığını yaptılar ve Batı dünyasını histerik bir panik içerisinde bıraktılar. | TED | لأنه في منتصف الخمسينيات ، وعندما كنت طفلةً صغيرة ، كان لهم السبق في إطلاق قمرٍ صناعي بدائي يدعى "سبوتنيك" ، والذي جعل الغرب يتخبّط في دوّامةٍ من الجنون. |
1957 yılının Ekim ayında, Sputnik uydusu yeni fırlatıldığında, | TED | التاريخ تشرين الأول / أكتوبر 1957 ، ولقد تم للتو إطلاق القمر الصناعيّ سبوتنيك ، |
Bu bana Sputnik and Yuri Gagarin'in çarpıcı günlerini hatırlattı, | Open Subtitles | إن هذا يذكرني بالأيام الخوالي بـ(سبوتنيك) و (يوري جاجارين) |
Uyduya Sputnik adını vermişlerdi. | Open Subtitles | ،وأطلقت عليه سبوتنيك |