Polis seni merkeze götürecek, cinayet birimine. | Open Subtitles | ستأخذكِ الشرطة إلى المركَز، وحدة جرائِم القَتل |
Söyle Nicki yoksa bu tatlı parça seni merkeze götürüp hediye olarak tüm vücudunu soyup baştan aşağı arar. | Open Subtitles | أو قطعة الفاكهة الحلوة هذه ستأخذكِ إلى وسط المدينة وتجري لكِ علاجاً لتجويف فمكِ بالمجّان |
Hayır, baban yerine hayvanat bahçesine seni ben götüreceğim. | Open Subtitles | كلاّ. أمّك ستأخذكِ إلى الحديثة عوضاً من أبيكِ. |
Taksin gelmek üzere. Nereye gitmek istiyorsan seni oraya götürecek. | Open Subtitles | هناكَ سيارة أجرة في طريقها إلى هنا ستأخذكِ إلى المكان الذي تريدينه |
Buradaki helikopter seni hastaneye götürecek, tamam mı? | Open Subtitles | توجد طوافةٌ هنا ستأخذكِ إلى المشفى، حسناً؟ |
Bu bir askeri uçak, seni direkt olarak Hong Kong'a uçuracak. | Open Subtitles | إنها طائرة حربية ستأخذكِ مباشرةً إلى هونغ كونغ |
Araba seni havaalanına götürecek. | Open Subtitles | تلك السيارة ستأخذكِ إلى المطار. |
Araba seni posta arabasını yakalaman için bırakacak. | Open Subtitles | ستأخذكِ العربة إلى خط العربات العمومية |
Sadece "mekan bir"e bas, seni doğruca eve götürür. | Open Subtitles | فقط إضغطي على "الضبط الأول" ستأخذكِ إلى المنزل مباشرةً |
Gitse bile mutlaka seni de yanında götürür. | Open Subtitles | ستأخذكِ معها عندما تذهب |
Diğer enstitüler seni kabul edecek. | Open Subtitles | مؤسسات أخرى ستأخذكِ. |
Yani annen seni kendisiyle beraber eve götürecek. | Open Subtitles | لذا أمكِ ستأخذكِ معها للمنزل |
- Selam. seni yeni evine götürecek. | Open Subtitles | ستأخذكِ لمنزلكِ الجديد |
seni partiye sokacak. | Open Subtitles | ستأخذكِ بداخل الحفل |
- Yani seni götürüyor? | Open Subtitles | - إذا , هي ستأخذكِ معها |
Bu Lydia. seni buradan götürecek. | Open Subtitles | هذه (ليديا) ستأخذكِ من هنا |
Kara seni götürecek. İyi olacaksın. | Open Subtitles | (كارا) ستأخذكِ ستكونين بخير |