Hücrende kalacaksın. Yemeklerini orada yiyeceksin. | Open Subtitles | كلا، ستبقى في زنزانتِك، و ستتناول وجباتكَ هناك |
Bana mantıklı bir açıklama yapmadığın müddetçe o lanet postanede kalacaksın! | Open Subtitles | حتى تُعطيني سبب مشروع لماذا لا يُمكنكَ ذلك ستبقى في غُرفة البريد. |
Beyaz Saray'da kalacak mısın? | Open Subtitles | ستبقى في البيت الابيض ؟ |
Hayır, Serena için Montecito'da kalacak. | Open Subtitles | كلا ستبقى في (مونتيسيتو) من أجل سيرينا |
Bay Ferris ne kadar zaman Amman'da kalacaksınız? | Open Subtitles | إذن يا سيد (فارس)، إلى متى ستبقى في (عمّان)؟ |
Gotham'da bir süre kalacak mısınız? | Open Subtitles | ايا يكن، هل ستبقى في جوثام؟ |
Güney'e gideceğim ve sen New York'ta kalıp hastalarını tedavi edeceksin. | Open Subtitles | سأسافر جنونا وأنت ستبقى في نيويورك وتعالج مرضاك |
Lisa'nın hapiste kalacağını kabullenmelisin. | Open Subtitles | عليك ان تتقبل حقيقة ان ليزا ستبقى في السجن |
Biz kartları alana kadar Miami'de kalıyorsun. | Open Subtitles | ستبقى في ميامي حتى نحصل على تلك البطاقات |
- Evde onunla mı kalacaksın? - Hayır. Evde onunla kalmayacağım. | Open Subtitles | هل ستبقى في معه في المنزل لا لن أبقى معه في البيت |
Bu gece kardeşinin hücresinde kalacaksın ve onu aşağı kata götürdüklerinde seni geri buraya alacağız. | Open Subtitles | ستبقى في زنزانَة أخيك هذه الليلَة و عندما يأخذونهُ إلى الأسفَل، سنُعيدكَ إلى هُنا |
Sana söylemiştim, sen sol kolda kalacaksın, bize orada lazımsın. | Open Subtitles | لقد سبق وأخبرتك أنك ستبقى في الجهة اليمنى نحن بحاجة اليك هناك |
- O bir süre North Carolina'da kalacak. | Open Subtitles | (الجدّة ستبقى في (نورث كارولينا |
Oz'da kalacak mısın? | Open Subtitles | إذاً ستبقى في (أوز)؟ |
Peki, Bay Ferris ne kadar süre Amman'da kalacaksınız? | Open Subtitles | إذن يا سيد (فارس)، إلى متى ستبقى في (عمّان)؟ |
Gotham'da bir süre kalacak mısınız? | Open Subtitles | ايا يكن، هل ستبقى في جوثام؟ |
Sen burada sessiz kalıp mahkemede de bizi şikayet edeceksin. | Open Subtitles | وهكذا، كل من بلدي ضباط ستبقى في ظل تعليق. |
Kilisedeki iş bittiğine göre şehirde daha ne kadar kalacağını bilmiyorum. | Open Subtitles | لأنني لم أعلم إذا كنتَ ستبقى في المدينة أكثر بما أن الكنيسة قد تم إنهائها |
Ona ne söylendiği umurumda değil! Camelot'ta kalıyorsun. | Open Subtitles | لا يهمني ما قلته لها "أنت ستبقى في "كاميلوت |