Onu görmeliyim. Eğer anlatırsam beni anlayacaktır. | Open Subtitles | أريد رؤيتها ، أنا متأكد أنها ستتفهم لو شرحت لها |
Daha çok üçü birden. Kibar bir misafir ol. anlayacaktır. | Open Subtitles | يبدو أنهم ثلاثة أيام فقط كن ضيف مؤدب , وهي ستتفهم ذلك |
Bunu şimdiye kadar anlayacağını sanıyordum. | Open Subtitles | لقد اعتقد انك ستتفهم ذلك بعد مرور هذا الوقت |
Bir gün neden anlatamadığımı anlarsın. Ama konuşmayacağım, bu yüzden sorma. | Open Subtitles | يوماً ستتفهم لماذا لا أستطيع ذلك، ولكني لن أخبرك لذا فلا تسأل. |
Ve belki anlar ki harika lezbiyen seksi dışında, biz de diğer herkes gibiyiz. | Open Subtitles | وبعدَ ذلك ربما ستتفهم أن ،بجانبِ جزءُ مُضاجتعنا المثليّة الرائعة .بأننا مثل الجميع |
Ama senin göreceğine memnunum, böylece gerçekleri herkesten iyi anlayacaksın. | Open Subtitles | لكن أنا سعيدة لأنك هنا لترى هذا لأنك ستتفهم الحقائق أكثر من أي شخص |
- Yüzüğümü aldılar. - Eminim karınız anlayış gösterecektir. | Open Subtitles | ـ لقد أخذوا خاتمى ـ أنا متأكده أن زوجتك ستتفهم |
Her şeyi açıklayacağız. anlayacaktır. Her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | سنشرح كل شئ ستتفهم الوضع وستسير الأمور على مايرام |
Söylediğimde, neden saçma yardım şeyine gitmemenin en iyisi olduğunu anlayacaktır. | Open Subtitles | و عندما سأفعل , ستتفهم سبب عدم ذهابنا إلى حفل جمع التبرعات هذا العام |
Confessor'ün bir başkasını bulduğunu bilmesini istemediğini biliyorum fakat anlayacaktır. | Open Subtitles | اعرف انك لا تريد المؤمنة ان تفكر في انك وجدت امرأة .اخري, لكنها ستتفهم الوضع |
Eminim Virgin buradan ayrılamayacak kadar meşgul olduğumu anlayacaktır. | Open Subtitles | أنا علي يقين أن العذراء ستتفهم أني بعيدة ومشغولة جداً |
Annem bile beni anlayacaktır, çünkü ölürsem bir kralla evlenemem ve eve bir ordu götüremem. | Open Subtitles | حتى أمي ستتفهم الأمر لأنني لا أستطيع جلب الجيوش لبلدي ولايمكنني الزواج من ملوك ، إن كنت ميتة |
Bunu telefonda konuşamam. anlayacaktır. | Open Subtitles | لا يمكن مناقشة الأمر على الهاتف، ستتفهم. |
Bunu şimdiye kadar anlayacağını sanıyordum. | Open Subtitles | لقد اعتقد انك ستتفهم ذلك بعد مرور هذا الوقت |
Lois'in yeni erkek arkadaşının neden çifte hayatının olduğunu anlayacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لست متاكد من ان لويس ستتفهم حقيقة ان صديقها لديه حياة مزدوجة |
O zaman Küba'ya gitmek için yardımına ihtiyacım olduğunu da anlarsın. | Open Subtitles | اذن ستتفهم أننى أحتاج مساعدتك للوصول الى كوبا. |
Böylece daha kolay anlar. Danny, Rebecca'nın doktoru kimdi? | Open Subtitles | ستتفهم الأمر بسهولة أكثر دانى" , من هو طبيب "ريبيكا" ؟" |
Benimki kadar uzun bir evliliğin olduğu zaman anlayacaksın. | Open Subtitles | عندما تكون متزوجاً كل هذه الفترة الطويلة فإنك ستتفهم ذلك |
Bir kaç gün, derslere girmezsen, okul buna anlayış gösterecektir. | Open Subtitles | أنا واثقة أن إدارة المدرسة ستتفهم لو أردت الغياب لبضعة أيام. |
Peder, yanlış anlamayın ama anlayacağınızı sanmıyorum. | Open Subtitles | أبتِ لا تفهم هذا بالطريقة الخاطئة لكن لا اظنك ستتفهم |
Peki, tüm saygımla, son operasyonunuzdan sonra daha fazla detaya ihtiyaç duyacağımı anlayabilirsin. | Open Subtitles | أجل، مع كلّ إحترامي، ستتفهم أنّه بعد عمليتكم الأخيرة، سأحتاج للمزيد من التفاصيل. |
Ve her ne kadar annem hayatımı yaşayış şeklimden hoşlanmasa da sanırım beni anlardı. | Open Subtitles | وحتـّى إن لم تحب أمي ما أفعله في حياتي... أعتقد أنها ستتفهم |
Benim dünyamda var. Ve dünyalarımız bu kadar ayrı olmasa, bunu anlardın. | Open Subtitles | في عالمي لديهم ذلك و لو لم تكن بعيداً هكذا لكنت ستتفهم ذلك |
Eğer almazsanız, kesinlikle anlayacaksınız okuyucuları ve onu köylü sevgilisi hindistan cevizi önerileri. | Open Subtitles | متأكدٌ أنكَ ستتفهم إن لم أقبل نصيحة قارئة كفٍِ حسناء وحبيبها الفلاح |
Evet, eminim Buffy bunu anlayışla karşılar. | Open Subtitles | نعم , أنا متأكد أن بافي ستتفهم ذلك |
Onun bir kabahati yok, ama sizin anlayabileceğinizi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أقصد الإهانة أو أي شيء ، لكنني لآ اعتقد أنك ستتفهم |