Dünyanda birazcık dini şeyler olması iyi olurdu, küçük kızım. | Open Subtitles | القليل من الدين .. ستحسن لكِ العالم بأكمله يا عزيزتي |
O adamla düzüşmenin sana iyi geleceğini sanıyorsun ama öyle olmayacak. | Open Subtitles | تظنين أن مضاجعة ذاك الرجل ستحسن من حالك لكنها لن تفعل |
Hemşirelere bugün sana ilaç tedavisine başlamaları talimatını vereceğim bu sayede kendini daha iyi hissedeceksin. | Open Subtitles | سأجعل الممرضات عندك يضعوك على برنامج مجموعة من الأدوية اليوم والتي ستحسن شعورك |
Bu akşam şehirde kendimize güzel bir ziyafet çekeceğiz. Sana iyi gelecek. | Open Subtitles | سنحظى بوجبة لذيذة في المدينة الليلة ستحسن حالتك |
Seni iyi edecek bir büyü. | Open Subtitles | واحدة ستحسن حالك |
Hayatını daha iyi bir hale sokabilir. | Open Subtitles | إنها ستحسن نوعية حياتك |
Nasıl daha iyi olabileceksin? | Open Subtitles | كيف ستحسن فعلاً؟ |
Sen iyi davran. | Open Subtitles | انت ستحسن التصرف |
- Bunu iyi hatırlayacaksın! | Open Subtitles | ستحسن عملاً لتفعل هذا |
İlk izlenimlerime bakarak söylemliyim ki Judith çokta iyi bir takas yapmamış. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ أُخبرَك أستنداً على الإنطباعاتِ الأولى... لَستُ متأكّدَة أن (جوديث) ستحسن من و ضعها. شكراً لكي. |
- Konuşan kim? - İyi günler, hanım efendi. | Open Subtitles | -جيب قلت إنك ستحسن التصرف |