Bir Çelik yelek al, evlat. | Open Subtitles | احصل على سترة واقية من الرصاص,ايها الغلام |
Çelik yelek almanı, söylemiştim sana. | Open Subtitles | قلت لك ان عليك شراء سترة واقية من الرصاص |
Bir ara yeraltındaki bir garajdaydım üstümde Çelik yelek vardı ve "benim burada ne işim var" diye sızlanıyordum. | Open Subtitles | وأصبحت فجأة في مرآب تحت الأرض، مرتدية سترة واقية من الرصاص وأنا أتساءل كيف أصبحت كذلك. |
Bu sefer kurşun geçirmez yelek giymemiş. Yani, evet, eminim. | Open Subtitles | حسناً , إنه لايرتدى سترة واقية من الرصاص هذه المرة , إذن نعم أنا متأكد |
"kurşun geçirmez yelek giymemişsin memur bey. | Open Subtitles | . ألاحظ أنك لا ترتدي سترة واقية من الرصاص |
Arkadaşlarımıza sadece zırhtan ibaret olmadığımızı gösterelim. | Open Subtitles | لنري صديقينا ان الجندي ليس مجرد سترة واقية من الرصاص |
Beni Çelik yelek giymem için ikna etmişlerdi ve diğer kurşun omzumu sıyırdı. | Open Subtitles | أقنعوني أن أرتدي سترة واقية من الرصاص -والرصاصة الأخرى خدشت كتفي فحسب |
O gece Çelik yelek giyiyordun değil mi? | Open Subtitles | -كنت ترتدين سترة واقية من الرصاص تلك الليلة، صحيح؟ |
Agent Bennigan. Benden ona Çelik yelek getirmemi istedi. | Open Subtitles | العميلة "بينجين" أرادت مني أن أحضر لها سترة واقية من الرصاص |
- Her zaman, Çelik yelek giyer misiniz? | Open Subtitles | -أنت دائما تردتي سترة واقية من الرصاص ؟ |
kurşun geçirmez yelek. Bir uzman tarafından yeni icat edildi. | Open Subtitles | سترة واقية من الرصاص اختراع حديث من مختص. |
kurşun geçirmez yelek giymezsem yazamıyorum. | Open Subtitles | أصاب بقفلة الكاتب عندما لا أرتدي سترة واقية من الرصاص. |
Bahsettiğin şey kurşun geçirmez yelek. | Open Subtitles | انها تدعي سترة واقية من الرصاص. |
Arkadaşlarımıza sadece zırhtan ibaret olmadığımızı gösterelim. | Open Subtitles | لنري صديقينا ان الجندي ليس مجرد سترة واقية من الرصاص |