Söyle bana, Nikola, eğer başarılı olursak, gerçektende alıp gitmemize izin verecek misin? | Open Subtitles | لا يمكن لأي منّا القيام بذلك وحده أخبرني يا نيكولاس إن نجحنا حقّاً, هل ستسمح لنا بأخذه؟ |
Pam ile aynı odada kalmama izin verecek misin? | Open Subtitles | هل ستسمح لنا بالنوم فى غرفة واحدة؟ |
Gitmemize izin verecek misin, bilmem gerek. | Open Subtitles | أريد أن أعرف هل ستسمح لنا بالذهاب؟ |
Yakında genetik buluşlar ve daha da iyi tıbbi koşullar 100 yaşına kadar yaşamanın normal olduğunu düşünmemizi sağlayacak. | TED | وفي وقت قريب ، إكتشافات علم الجينات و الطب الحديث أيضا ستسمح لنا بالتفكير في أن 100 سنة هي المعدل الطبيعي للأعمار. |
Bu miktar biz Berlin'de barışçıl bir çözüm ararken, Berlin'i sınırsız bir biçimde desteklememize imkan sağlayacak. | Open Subtitles | ستسمح لنا هذه الحمولة إحياء برلين لأجل غير مسمى بينما نُحاول إيجاد حل سلمي لمشكلة برلين |
Bunların hepsi bir vuruş yapmamızı sağlayabilir. | Open Subtitles | و كل هذه الاشياء ستسمح لنا بتحمل الضربه |
Bunların hepsi bir vuruş yapmamızı sağlayabilir. | Open Subtitles | و كل هذه الاشياء ستسمح لنا بتحمل الضربه |
"işten işe" methoduyla geliştirilen bir web sitesi, ...bu da bize diğer büyük firmalarla rekabette eşitlik sağlayacak. | Open Subtitles | هي موقعنا على الانترنت واجهتنا لاعمالنا والتي ستسمح لنا بالمنافسة المباشرة لسلسلة الشركات الكبيرة |
Bu makine rüyalar dünyasına girmemizi sağlayacak. | Open Subtitles | هذه الآلة ستسمح لنا بالدخول إلى عالم الأحلام |
Her bir mesajı her gün, anında kırmamızı sağlayacak bir makine tasarlıyorum. | Open Subtitles | أنا أصمم آلة ستسمح لنا بكسر كل رسالة في كل يوم على الفور |