Ya beraber yaşayacaksınız ya da beraber öleceksiniz. | Open Subtitles | و الآن كلكم ستعيشون أو تموتون كفردٍ واحد |
-Eveet..bıraktığın adama bak yaşayacaksınız..hastaneden sizi ararım | Open Subtitles | ستعيشون و سأشترى لكم شيئا من المحلات هناك |
Bugün yaşayacaksınız. Çünkü içinizden biri dosttu. | Open Subtitles | اليوم ستعيشون جميعًا لأن أحدكم كان صديقي |
Şunu bil ki, eğer savaşta düşersen, sonsuza kadar Kheb'de Goa'uld zalimliğinden uzak bir şekilde yaşayacaksın. | Open Subtitles | أعلموا أنكم إذا سقطم في هذة المعركة ستعيشون للأبد في خب حر من ظلم الجواؤلد للأبد |
İlk birkaç sene bizimle yaşayacağınızı sanıyordum. | Open Subtitles | توقعت أنكم ستعيشون معنا في السنوات الأولي ؟ |
Mutlu olup, yaşayacağınız yer burası Hepiniz güzel ve hoş görünüyorsunuz | Open Subtitles | هنا ستعيشون هنا ستفرحون جميعكم جميل اليوم واثق من نفسه |
"yaşayacaksınız!" Buna neredeyse kendimiz bile inanmıştık. | Open Subtitles | ورددنا "أنكم ستعيشون" وكدنا أن نصدق ماكنا نقول لهم |
Arthur "Birbirinize hizmet edin" diyor. Hayatınızı ne zaman yaşayacaksınız? | Open Subtitles | " آرثر يقول " إخدموا بعضكم البعض متى إذن ستعيشون حياتكم ؟ |
-Sıkma canını. Hepiniz benimle yaşayacaksınız. Söz veriyorum. | Open Subtitles | لا تقلقي، جميعكم ستعيشون معي، أعدكم. |
Siz üçünüz burayla ora arasında yaşayacaksınız. | Open Subtitles | و أنتم الثلاثة ستعيشون بينهناكو.. هناك. |
Orada sıcak, rahat bir barınakta eski Mandinka usulünde yaşayacaksınız. | Open Subtitles | ستعيشون هناك بطرق محاربي الماندينغي القديمة، -في أكواخ دافئة ومريحة .. -ماذا تنتظرون؟ |
Eğer Phoebe'yle beraber yaşarsan ikiniz bir arada yaşayacaksınız. | Open Subtitles | إذا عشت مع فيبي ستعيشون معا |
Hey, Turk! Evlendikten sonra siz nerede yaşayacaksınız? | Open Subtitles | (تيرك) ، هل ستعيشون سوياً بعد أن تتزوجوا؟ |
Bir mağarada falan mı yaşayacaksınız? | Open Subtitles | ستعيشون جميعكم في كهف؟ |
Saklanarak yaşayacaksınız. | Open Subtitles | ستعيشون في حظائر. |
Evlerde mi yaşayacaksınız? | Open Subtitles | هل ستعيشون في منازل؟ |
Dünyanın geri kalanından ayrı yaşayacaksınız. | Open Subtitles | ستعيشون بعيداً عن العالم، |
Sonsuza dek Bahçe'de yaşayacaksınız. | Open Subtitles | ستعيشون مُخلدين في الجنه |
Bu savaş bittiğinde Ailelerle huzur içinde yaşayacaksın | Open Subtitles | عندما تنتهي هذه المعركة ستعيشون بسلام مع عائلاتكم |
Birlikte yaşayacağınızı söyledi değil mi? | Open Subtitles | وقال أنكم ستعيشون معاً، أليس كذلك ؟ |