Bak, Bunu söyleyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | أترين، كنتُ أعرف أنّها ستقول ذلك |
Bunu söyleyeceğini tahmin etmiştim. | Open Subtitles | قبل جريمة قتلهما ظننت أنك ستقول ذلك |
Bunu söyleyeceğini bir şekilde biliyordum. | Open Subtitles | لقد عرفتُ بطريقة ما أنّك ستقول ذلك |
Böyle diyeceğini biliyordum. Niye karşısın? | Open Subtitles | كنت أعرف إنك ستقول ذلك ومع ذلك لا أعرف لماذا أنت تعترض |
Böyle diyeceğini anlamıştım. | Open Subtitles | لعلمك، توقّعتُ أنّك ستقول ذلك. |
Elbette böyle diyeceksin Clark. Sen bir erkeksin. | Open Subtitles | بالطبع ستقول ذلك يا (كلارك)، فأنت رجل |
Keşke şaşırdığımı söyleyebilseydim ama Böyle söyleyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | أتمنى لو يمكنني القول بأنني متفاجئ ولكن علمتُ بأنها ستقول ذلك |
Bunu söyleyeceğini tahmin etmiştim. | Open Subtitles | كان عندي احساس أنك ستقول ذلك. |
"Lanet aptal, Bunu söyleyeceğini biliyordum." | Open Subtitles | عرفت بأنك ستقول ذلك |
Bunu söyleyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم إنك ستقول ذلك |
Bunu söyleyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم أنها ستقول ذلك. |
- Ben suçsuzum. - Bunu söyleyeceğini biliyordum. 5 yıl mı ? | Open Subtitles | لست مذنب عرفت انك ستقول ذلك. |
Bunu söyleyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | كنت اعرف انك ستقول ذلك |
Böyle diyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | عرفت بأنك كنت ستقول ذلك |
Böyle diyeceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم اعلم انك ستقول ذلك |
Böyle diyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | كنتُ أعرف أنك ستقول ذلك |
- Böyle diyeceğini tahmin ettim. | Open Subtitles | نعم؟ ظننتك ستقول ذلك. |
Böyle söyleyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | نعم ظننت أنك ستقول ذلك |
Böyle söyleyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم أنك ستقول ذلك |