Prenses lütuf ve güzellik içinde büyüyecek. Tanıyan herkes sevecek. | Open Subtitles | ستكبر الأميرة جميلةً وحسنة الحال ومحاطةً بحبّ كلّ مَنْ يلتقيها |
Kızım daha 6 yaşında olanları anlayamıyor ve artık babasız büyüyecek. | Open Subtitles | و هي فقط في السادسة من عمرها إنها لم تتفهم و ستكبر بدون أب |
büyüyüp, iyi bir koca bulur ve ona çocuklar verir. Merak etme. | Open Subtitles | ستكبر وتجد رجل طيب وتنجب له بعض الاولاد لاتقلق |
1000 dolarına bahse girerim ki büyüyüp beni geçeceksin. | Open Subtitles | انا سأراهنك 1000 دولار بأنك ستكبر أكثر مني |
Sen büyüyeceksin, Eagles'da çalacaksın istersen böyle garip kıyafetler içinde de çalabilirsin. | Open Subtitles | أنت ستكبر --تلعب للنسور إذا تريد اللعب مع جماعة شريرة مثل تلك |
Büyüdüğünde, harika bir adam olacağına inanıyordu ama belli ki yanılmış. | Open Subtitles | لقد كان يثق أنك ستكبر لتكون رجلاً عظيماً ولكنه كان مخطأ |
Eğer öğretmeye, cezalandırmaya devam edersem yarattığım bu güzel şeylerin büyüyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | كنت متأكدًا إن تابعت التدخل أعلم و أعاقب ستكبر هذه المخلوقات الرائعة |
Ve korudukları şirket benimki olacak. Şirketim zenginleştikçe zenginleşecek. Kazancım ise büyüdükçe büyüyecek. | Open Subtitles | وستكون أعمالي، وستصبح غنية جداً ومكافآتي ستكبر جداً |
Dünyanın en harika iki annesinin yanında harika, büyük bir ailede büyüyecek. | Open Subtitles | ستكبر في عائلة كبيرة ورائعة مع، مثلاً، أفضل والدتين في العالم |
O çocuk, doğduğu ortamdan çok daha yüksek bir sosyal sınıfta büyüyecek. | Open Subtitles | ستكبر هذه الطفلة وتعرف عن نفسها أنها تعيش في طبقة أعلى من التي ولدت فيها. |
"Kızım mutlu ve masum olarak büyüyecek," demişti. | Open Subtitles | 'انها تقول: ابنتى ستكبر سعيدة وبريئة. |
Çok değerli Bayan Böcük'ün bir gün büyüyüp diğer Bayan Böcüklerden hoşlanır, diye mi korkuyorsun? | Open Subtitles | هل أنت خائفة من أن الخنفساء الصغيرة ستكبر يوماً ما وستحب الخنفسات الأخريات؟ أو أننا سنعديها بفيروس المثلية؟ |
Ve eğer bu işe karışırsam ben onu görmeden kızım büyüyüp, evlenmiş olacak. | Open Subtitles | ولو تورّطتُ في ذلك، فإنّ ابنتي ستكبر وتتزوّج بحلول وقت رؤيتي لها. |
Bu ilişki seansları kuşların büyüyüp doğal yeteneklerini kazanması için hayati önem arzediyor. | Open Subtitles | هذا الترابط في وقت مبكر شيء حيوي إذا كانت الطيور ستكبر مع كل المهارات الطبيعية التي يحتاجونها. |
Bir gün büyüyeceksin ve ben küçükken yaptıklarını özleyeceğim. | Open Subtitles | ذات يوم، ستكبر و سأشتاقُ لكلّ الأشياء. التي كنت تفعلها عندما كنتَ صغيراً |
Senin adın Steven Franklin Thomas ve sen benimle birlikte hiçliğin ortasındaki bir çiftlikte büyüyeceksin. | Open Subtitles | أسمك هو (ستيفن فرانكلين توماس) و ستكبر معي في مزرعة في مكان مجهول |
Ne zaman büyüyeceksin, Hank? | Open Subtitles | متى ستكبر يا (هانك)؟ |
Büyüdüğünde iyi bir adam olacaksın, değil mi? | Open Subtitles | ستكبر لتصبح رجلاً طيباً،أليس كذلك؟ |
Büyüdüğünde sizden bile güzel olacak. | Open Subtitles | ستكبر لتصبح اجمل بكثير منك انتي |
Belki onların sokaklarda veya çocuğunun babasını tanıyamadan büyüyeceğini düşünmüştü. | Open Subtitles | ربما اعتقد انهم سيكونوا بلا مأوى أو ابنته ستكبر و لاتعلم من هو أباها |
Tüm bu süre boyunca kızınız atletsiz genç erkekleri seyrederek büyümek zorunda kalıcak. | Open Subtitles | طوال هذا الوقت، ابنتكما ستكبر تراقب كل هؤلاء الشبان المجاورين بلا قمصان |
Benimle aynı zamanda mı yaşlanacaksın? | Open Subtitles | ستكبر في نفس الوقت مثلي ؟ |
Belki de bir olursak büyümesini ve servetlerimizin yükselmesini sağlayabiliriz. | Open Subtitles | سوياً ربما نراه ينمو وكلانا ثرواتنا ستكبر |