İlk 10'a girebilirsen kendini şanslı say, Luke. | Open Subtitles | ستكون محظوظاً يا لوك إذا بلغت المرتية العاشرة |
Tong'lar seni hapse girmeden önce öldürmezlerse kendini şanslı say. | Open Subtitles | ستكون محظوظاً إن لم تقتلك الـ(تونق) أولاً |
Sincap görürsen kendini şanslı say. | Open Subtitles | ستكون محظوظاً إن رأيت سنجاباً |
On sent! Bugünlerde on sent kazanırsan şanslısın demektir. | Open Subtitles | عشرة سنتات، وفي هذه الأيام، ستكون محظوظاً لوحصلت على عشرة سنتات مقابل حُزمَة |
Şefler raporumu okuduğunda işten atılmazsan şanslısın. | Open Subtitles | عندما يتسلم رؤوسائك تقريرى ستكون محظوظاً أذا حصلت على عمل |
Hatta, seneye meclise tekrar seçilirsen kendini şanslı sayarsın. | Open Subtitles | في الواقع، ستكون محظوظاً لإعادة إنتخابكَ للكونغرس |
Ve o şeyi kullanmaya devam edersen kanepede yattığın için kendini şanslı sayarsın. | Open Subtitles | وإن استمريت في تعاطي هذه الحبوب ستكون محظوظاً للغاية إن بقيت على هذه الأريكة |
Cinayetten 25 yıl ceza alırsan şanslısın. | Open Subtitles | ستكون محظوظاً إن حظيت بـ25 عاماً في السجن بتهمة القتل. |
Hüküm giydikten sonra bir lisede bilgisayar ağı yönetici olabilirsen çok şanslısın demektir. | Open Subtitles | وبعد أن تتمّ إدانتك ستكون محظوظاً لو تمّ تعيينك كمدير للشبكة العنكبوتية في مدرسة ثانوية .. |
Burada haftada bir temizlikçi görsen kendini şanslı sayarsın. | Open Subtitles | ستكون محظوظاً إذا رأيت عامل صيانة بالأسفل هنا مرة واحدة كل الأسبوع |
Kitabın, başarısızlığa uğrayanları hatırlama kutusuna girerse kendini şanslı sayarsın. | Open Subtitles | ستكون محظوظاً إن ظهرت روايتك للعلن |