| Bundan sonra babama, Bay Stevens demenizi rica edebiler miyim? | Open Subtitles | هل لي أن أطلب منك أن تدعين أبي السيد "ستيفينز"؟ |
| Bay Stevens Sr.'ın tabağını ocağa koyup, ısıt. | Open Subtitles | ضعي طبق السيد ستيفينز الأكبر عند الطاهي ليظل دافئاً |
| Bay Stevens da bir insan ve kendine güvenmiyor olabilir mi? | Open Subtitles | هل لأن السيد "ستيفينز" من لحم و دم ولا يثق بنفسه؟ |
| Bay Stevens, o sabah, Portland'daki neredeyse bir düzine bankayı ziyaret etti. | Open Subtitles | السيد ستيفينز زار ما يقرب من دستة بنوك فى ذلك اليوم |
| "Kevin Stevens Penguenlerin açılış golünü atıyor" | Open Subtitles | كيفين ستيفينز احرز هدف الافتتاح للبطاريق. |
| Robert John Stevens. Ama adamda öyle bir aksan var ki, inanmadım. Koltuğunda dolu bir 38'lik buldum. | Open Subtitles | هذا روبرت جون ستيفينز لهجته بولندية وجدنا مسـدس عيار 38 معه وقد اسـتعمل حديثا |
| Yaşlı bayan Stevens, bana bu klozet oturma kılıfını öğretti. | Open Subtitles | من الامرأة العجوز ستيفينز لأجعل المرحاض دافئ |
| Sufjan Stevens'ın et suyu restoranına yatırım yapmanı önledim. | Open Subtitles | لقد أوقفتك من الإستثمار في مطعم سفيان ستيفينز للحساء |
| Bay Stevens, evin müdiresi olduğum o eski güzel günleri sık sık anıyorum. | Open Subtitles | سيد "ستيفينز" أفكر دائماً بالأيام الخاليه عندما كنت مديرة المنزل |
| Onun hakkında üçüncü bir şahısla konuşurken benden ayırt etmek için, Bay Stevens Senyör diyebilirsiniz. | Open Subtitles | و لو كنت تتحدثين عنه لشخص فلتدعينه ستيفينز" الأكبر" لتميزينه عني |
| Eminim Bay Stevens Sr. işinde çok başarılıdır. | Open Subtitles | أنا وثقه أن السيد "ستيفينز" الأكبر يجيد عمله |
| O halde bu işi sana bırakıyorum, Stevens. | Open Subtitles | إذاً أتركك للتفكير في "الأمر يا "ستيفينز |
| Bay Stevens, bizim evi idare etmemizi ve gerisine karışmamamızı söyler. | Open Subtitles | السيد "ستيفينز" يقول أننا يجب أن ندير المنزل و نترك ما سواه في مكانه |
| Ama herhalde Bay Stevens gibi gerçek bir profesyonel değilim. | Open Subtitles | لكني أظن أني لست "محترفاً كالسيد "ستيفينز |
| - Bay Stevens şanslı olduğumuzu... - Ondan bahsetmiyoruz. | Open Subtitles | السيد ستيفينز يقول أننا محظوظون- نحن لا نتحدث عنه- |
| Bay Stevens, beklemeyin! Bu otobüs hep geç gelir. | Open Subtitles | سيد "ستيفينز" لا تقف عندك هذه الحافله تتأخر دائماً |
| Glen Stevens Drexel Üniversitesinde lösemi alanında araştırmacı. | Open Subtitles | "غلين ستيفينز" باحث في مجال سرطان الدم في جامعة "دريكسيل" |
| Ve siz Bay Stevens, pek iyi değilsiniz. | Open Subtitles | لكن أنت... سيد ستيفينز لسـت منهم أنت سـيء جدا |
| Kılıcına bakma Stevens, gözlerine bak. | Open Subtitles | لا تتابع سيفه, "ستيفينز" عليك أن تتابع عينيه! |
| Metresi olduğu iddia edilen Janelle Stevens ise konu hakkında yorum yapmayı reddetti. | Open Subtitles | حملة العمدة "آدمز" لا تزال متحفظة بالنسبة لهذه المشكلة في الوقت نفسه ، تظل السيدة المزعومة "الآنسة "جينيل ستيفينز |
| "Bana baksanıza, Parker Stevenson diye birini... | Open Subtitles | أنظر إلي هل أبدوا كرجل يعرف " باركر ستيفينز " ؟ |