620 numara ankette yalan söyledi. Polis kayıtları hakkında yalan söyledi. | Open Subtitles | المحلّف رقم 620 كذب في الإستبيان وكذب بشأن سجله في الشرطة. |
Ama yine de geçmişi peşini bırakmaz bir meslektaşı Sabıka kayıtlarını öğrenir. | Open Subtitles | يلحق به ماضيه على أية حال كما يعلم أحد زملائه عن سجله الإجرامي |
Sağ elini kullanıyor ama personel kayıtlarına göre oldukça problemli bir kişiliği var. | Open Subtitles | يكتب بيده اليمنى لكنه يترأس فريق المهندسين البحريين و لديه تهمة عنف منزلي في سجله |
Yaptığı kamu hizmeti, kongre sicili övgüye değer olsa da... | Open Subtitles | أعنى خدمته العامة, سجله فى الكونجرس ... ليس من النوع |
Gelip kişiliğiyle, ordudaki siciliyle, sabıkası olmayışıyla, böyle şeylerle bağlantısı olamayacağıyla ilgili bir sürü şey söyleyebiliriz. | Open Subtitles | سجله الحربى ، و عدم وجود جرائم أو ارتباط للشر مع ماضيه |
Bu Sabıka kaydı varken, saldırdı hikayesiyle bir yere varamaz. | Open Subtitles | بجانب سجله الإجرامي فهو لن يحرز تقدماً بقصة الإعتداء هذه |
Bir: Bartlett'ın politik geleceği bir şekilde savaş siciline bağlı, değil mi? | Open Subtitles | اولا , على الاقل مستقبل بارتليت السياسى يعتمد على سجله العسكرى , صح ؟ |
Ne oldu? Onun kayıtları gizli, ulaşamadım. | Open Subtitles | لم أتمكن من الحصول على بياناته سجله مغلق |
Görüyorsun ki öğrenci kayıtları hâlâ duruyor. Başka bir okula nakil olmadı. | Open Subtitles | بما أنه لايزال لدينا سجله فهو لم ينتقل إلى مدرسة أخرى |
Şirket ve şahsi vergi kayıtları adamın Rogers Otomotiv'in başkanı olduğunu doğruluyor. | Open Subtitles | سجله العملي والضريبي يؤكد أنه المدير التنفيذي لشركة ( رودجرز ) للسيارات |
Bence muhteşem kayıtlarını mahvedenlerin peşinden gidecek. | Open Subtitles | أظن أنه يُطارد الناس الذين خربوا سجله المثالي. |
Pekala, işte Emil Lodan hakkında edindiğimiz bilgiler. Ordudaki psikiyatrik kayıtlarını ortaya çıkardım. | Open Subtitles | "حسناً, هذا مالدينا بخصوص "ايميل لودان نجحت بالوصول الى سجله النفسي الخاص بالجيش |
Ben de sizinle bu konuda konuşmak istiyordum, efendim. Onun kayıtlarına bakarsanız, hiç mantıklı gelmiyor... | Open Subtitles | هذا ما أردت التحدث معك بشأنه يا سيدي إذا نظرت إلى سجله فهذا لا يبدو منطقياً |
Şahsi kayıtlarına göre yetkisi olmadığı halde ikmal rotaları değiştiriyor yük gemilerinde yükleme, indirme işlemleri yapıyormuş. | Open Subtitles | سجله الشخصي يوضح أنه كان يعيد توجيه بعض الإمدادت ويفرغ حمولة الناقلات بدون تفويض من القيادة |
Ve sorgulanabilir bir sicili olan üstelik. | Open Subtitles | أن تعهد لرائد لا سيّما وأنّ سجله موضع تساؤل |
sabıkası, çocuk yaşta suçluyken gittikçe yükselerek küçük çaplı bir hırsıza dönüştüğünü gösteriyordu. | Open Subtitles | سجله يشير إلى تصعّد ثابت من جنح الأحداث إلى السرقات الصغيرة |
Bu Sabıka kaydı varken, saldırdı hikayesiyle bir yere varamaz. | Open Subtitles | بجانب سجله الإجرامي فهو لن يحرز تقدماً بقصة الإعتداء هذه |
Öyle bir adam ki, emekli olmadan önce siciline bir zafer daha işleyebilmek için... bedeli ne olursa olsun... her şeyi yapar. | Open Subtitles | رجل يفعل أي شيء حتى يضيف إنتصاراً آخر إلى سجله مهما بلغ الثمن قبل أن يخفى نجمه |
Tamam patron, onu kaydet. | Open Subtitles | حسناً يا زعيم، سجله معنا |
Binbaşı Frank Carlton'la uyuyor. - Ordu kayıtlarında buldum. | Open Subtitles | لدينا تطابق مع العقيد فرانك كارتون من سجله العسكري |
Hapishaneden salıverildiğinden beri, Lenny, sicilini temiz tutmuş. | Open Subtitles | حسنا ، منذ ، اه ، خروجه من السجن ، وأبقى ليني سجله نظيفاً. |
Kayıtlarının parlak olduğunu söylemiştim ve neden az riskli Charlie grubunda olduğunu anlamadığımı. | Open Subtitles | قلتُ لك أن سجله كان ممتاز ولم ليكن لديّ فكرة عن سبب وجوده بين الباقيين |
İşverenler, sicilinden dolayı onu geri çevirdi. Kalp rahatsızlığı ve diyabeti nedeniyle annesi, en yakın arkadaşı, 43 yaşında hayatını kaybetti. | TED | فقد رفضه أرباب العمل بسبب سجله الإجرامي، وتوفيت والدته، أعز صديق له في عمر 43 عاماً بسبب أمراض القلب ومرض السكري. |
Bayağı sağlam uyuşturucu problemi varmış hatta Sabıkasında iki tane de ağır suç bulunmakta. | Open Subtitles | ظهرت مشكلة حبوب مخدرة جيدة، حتى انه لديه جريمتي حيازة مخدرات فى سجله |
Kayda geçilmiştir | Open Subtitles | سجله |