Onu sürükleyerek götürürken, kadının geceliği kendiliğinden yukarı çekildi. | Open Subtitles | أن طريقة سحبها إلى الحمام .سَبّب برفع ثوب نومها |
Sokaktaki bütün görünür birimlerimiz batıya doğru geri çekildi. | Open Subtitles | كل قواتنا المرئية تم سحبها .من الشارع إلى الاتجاه الغربي |
Kura sonucu hırsız oldu. Kutudan hırsızı çekti. | Open Subtitles | لقد أصبح اللص عن طريق القرعة التي سحبها من الصندوق. |
Onu çekmeye çalıştım ama sırt üstü çamurlu suyun içine düştüm. | Open Subtitles | كانت يديها لزجتين حاولت سحبها ولكني سقطت على ظهري في الماء والطين |
Çenesi yoktu, ve sonra bir şey... onu geri sürükledi. | Open Subtitles | كان فكها مفقودا، ثم شيء... شيء سحبها من خلفها. |
Peder'in kolyesi mıknatısla çekiliyor gibiydi. | Open Subtitles | قلادة الكاهن تمّ سحبها كالمغناطيس |
Cımbızlarla çekmişler. | Open Subtitles | تم سحبها بالملقاط. |
Onu ormana içinde en az 1,5 km. sürüklemiş olmalı. | Open Subtitles | هو لا بدّ وأن سحبها خلال الغابة على الأقل ميل. |
Bayır boyunca çekildiğini görebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك ان تراها يجري سحبها بواسطة المنحدر. |
İsterseniz benim eve kadar çekip orada tamir edebilirim. | Open Subtitles | إذا ترغبين يمكنني سحبها لبيتي وسأصلحها هناك |
Nefes aldığı deliği bantla kapattığınızda ve hava almak için kafasını çıkardığında çekseniz yeter. | Open Subtitles | عن طريق سد الثقب بقطعة من الشريط اللاصق فتخرج رأسها لتستنشق الهواء في هذه الاثناء يتم سحبها |
Çıplak halde, ceset muhtemelen gizlemek amacıyla sürüklenmiş. | Open Subtitles | كانت عارية , و تم سحبها تقريباً لإخفاء الجثة |
Zihnim başka bir gerçeklikten buraya çekildi ve kaynaştı. | Open Subtitles | عيي كان سحبها من حقيقة واحدة، أحضر هنا، تنصهر فيها. |
Dava, bizim dava, geri çekildi. | Open Subtitles | ماذا يهم ؟ .. القضية , قضيتنا تم سحبها |
Kanıt garajına çekildi. | Open Subtitles | تمّ الآن سحبها إلى مرأب الأدلة لدينا. |
Karım hâlâ şokta. Karımın saçını çekti. | Open Subtitles | زوجتي لا تزال في صدمة لقد سحبها من شعرها |
Prentiss gelince de onu odaya çekti. | Open Subtitles | مُبكِّراً جداً، و بمجرد أن أتت برينتس سحبها للداخل |
Komünist polis bayanı pencereden içeri geri çekmeye çalışırken aşağılardan özgürlüğün kavrayışı görülmekte. | Open Subtitles | في حين تحاول الشرطة الشيوعية سحبها عبر النافذة، تسحبها بالأسفل قبضة الحرية |
çünkü şimdiye kadar doğanın en zayıf gücüdür.Yani bakın... bu kayayı tüm dünya tamamiyle aşağıya... çekmeye çalışırken yerden alabiliyorum. | Open Subtitles | لأنه وإلى حد بعيد أضعف قوة من قوى الطبيعة. يعنى انظر لا أستطيع اختيار هذه الصخرة البعيدة عن الأرض رغم أن هناك كوكب الأرض بأكمله، كوكب الأرض يحاول سحبها للأسفل. |
Kızı tribünün altına sürükledi. | Open Subtitles | لقد سحبها أسفلها |
Görünen o ki, dünya üzerindeki bütün banka hesaplarından trilyon dolarlara denk düşen para sistemli bir şekilde çekiliyor ve merkez bankalarının önlerinde sırayla boşaltılıyor. | Open Subtitles | يبدو ان ما يعادل التريليونات من الدولارات يجري سحبها منهجياً من حسابات البنوك في كل انحاء العالم وبدورها... |
Cımbızlarla çekmişler. | Open Subtitles | تم سحبها بالملقاط. |
Sonra onu vurmuş ve gözden ırak bir yere sürüklemiş. | Open Subtitles | قادها للخارج وقتلها ثم سحبها عن الأنظار |
eski otobüslerinin çekildiğini söyledim. | Open Subtitles | في طريقهم لهنا، وحافلتهم السابقة سيتم سحبها. |
Ancak o zaman onu aşağı çekip boğabilirler. | Open Subtitles | حينها فقط سيتمكنون من سحبها وإغراقها |
Nefes aldığı deliği bantla kapattığınızda ve hava almak için kafasını çıkardığında çekseniz yeter. | Open Subtitles | عن طريق سد الثقب بقطعة من الشريط اللاصق فتخرج رأسها لتستنشق الهواء في هذه الاثناء يتم سحبها |
İki kat uzağa sürüklenmiş olabilir. | Open Subtitles | من الممكن أنه تم سحبها ضِعفَ ذَلِك |