tetiği çekmek için öylesine korkuyordu ki. Adamın içinde yok. | Open Subtitles | لقد كان خائف للغاية من سحب الزناد لم يكن بداخله |
Benden bir takım göndererek onu oradan kaçırmamı istiyorsun, böylece tetiği çekmek zorunda kalmayacaksın. | Open Subtitles | تريد مني إرسال فريق وسحبه لكي لا يكون عليك سحب الزناد |
tetiği çeken bendim ama ahlaki açıdan sorumluluk bende değildi. | Open Subtitles | كان إصبعي الذي سحب الزناد لكن أخلاقياً أنا غير مسئول |
Sizden biri tetiği çekti ve suçu Bayan Claythorne'un üzerine attı. | Open Subtitles | إن أحدكما قد سحب الزناد و أنت تحاول إلصاقها بالآنسة " كلايثورن " ؟ |
Bütün gece, bu tetiği çekmeye çalıştım ama yapamadım. | Open Subtitles | كنت أحاول سحب الزناد طول الليلة لكن لا أستطيع |
Bazı insanlar tetiği çeker, bazıları yapamaz. | Open Subtitles | يستطيع بعض الناس سحب الزناد والبعض لا يستطيع |
Kafama bir tane sıkıp işi bitirsene direkt. Veya belki de tetiği çekecek cesaretin yoktur. | Open Subtitles | أم لعلّك أجبَن من سحب الزناد. |
Tetiği çekmeden önce ya bir nefes alırlar ya da gözlerini kırparlar. | Open Subtitles | بأنهم ليسوا على إستعداد وغير راغبين يرفون بأعينهم أو يأخذون نفسا عميقاً قبل سحب الزناد |
Bizi o tetiği çekmekten alıkoyan bir şey vardır çekmek için her türlü sebebimiz olsa bile. | Open Subtitles | هنالك شيء يوقفنا من سحب الزناد وحتى لو كان لدينا أسباب كثيره لسحبه. |
Canımı feda etmeye hazır iken tetiği çekmek çocuk oyuncağı. | Open Subtitles | ،حين أكون مستعدًّا للتضحية بحياتي .يغدو سحب الزناد سهلًا |
Dışarı çıktığınızda, tetiği çekmek istemezse zorlama onu. | Open Subtitles | لو ذهبت الى هناك، ولم يرغب في سحب الزناد فلا تجبره |
Bir tetiği çekmek için gereken süre kadar. | Open Subtitles | نفس الفترة التى يستغرقها سحب الزناد |
Biri karşına çıktığında sadece tetiği çekmek isteyeceksin. | Open Subtitles | ستودّ سحب الزناد فحسب حين يظهر أمامك. |
Silahı doğrultan değil, tetiği çeken suçludur... | Open Subtitles | المذنب ليس من صنع المسدس، بل من سحب الزناد. |
Vurulduğunda ikisi de oradaymış ama tetiği çeken bu. | Open Subtitles | حسنٌ ، هذان كانا هناك أثناء إطلاق النار، لكن هذا الفتى هو من سحب الزناد. |
Kaçan biri asla durup kapıyı dikkatlice kapatmaz buda tetiği çeken kişinin hiç terk etmediğini gösterir. | Open Subtitles | لايوجد شخص يخرج بسرعه دون ان يسد و يغلقُ الباب بعناية وهو ما يعني أن الشخص الذي سحب الزناد لم يُغادر |
Özür dilerim dedi ve tetiği çekti. | Open Subtitles | و قال لي إنهُ آسف و بعدها سحب الزناد |
Gözünü bile kırpmadan tetiği çekti ve çekip gitti. | Open Subtitles | سحب الزناد دون .أن يرمش ثم ذهب |
tetiği çekmeye zorlandığını ya da öldüğünde kendinde olmadığını gösteren bir morluk ya da iz yok. | Open Subtitles | لا كدمات أو علامات تظهر أنها أجبرت على سحب الزناد أو كانت غائبة عن الوعي عندما ماتت |
Hidoko'nun safi camdan bir avlusu var ki nişancı buradan Diaz'ın konvoyunu doğruca görebilir, tetiği çeker ve kimse kurşunun nereden geldiğini anlamadan gider. | Open Subtitles | هيداكو) لديه زجاج دهليز نظيف مما سيسمح) لمطلق النار بإطلاق النار على موكب دياز سحب الزناد والهروب بدون علم أي أحد عن مصدر الرصاصة |
O tetiği çekecek yürek yok sende Bay Slattery. | Open Subtitles | . ( لست قادرًا على سحب الزناد يا سيد ( سلاتري |
Tetiği çekmeden önce buna bakmak isteyebilirsiniz. | Open Subtitles | قد تودين البحث بشأن ذلك الأمر قبل سحب الزناد |
Amanda avantajını kaybetti, artık Percy'i kimse tetiği çekmekten alıkoyamaz. | Open Subtitles | -ركزي على مهمتكِ وحسب الآن بما أن (آماندا) فقدت نفوذها مع (بيرسي) لا شيء سيوقفهم من سحب الزناد |
Bu yüzden, tetiği çekerse torpidoyu başka yöne yöneltmemiz gerekir. | Open Subtitles | إذن, لو أنّه سحب الزناد يجب علينا أن نحوّل الطوربيد |
Sen bu şerefsize çiçek alırken ben tetiği çekemeyen bir ödlek gibi görünmeye başladım. | Open Subtitles | بينما أنت بالخارج تشتري أزهاراً لهذا الوغد, لقد بدأت أبدو كجبان لا يستطيع سحب الزناد |
Sadece tetiği çekeceksin, hepsi bu. | Open Subtitles | ذلك سهل كل ما عليك هو سحب الزناد هذا كل شيء |