Aynı prensiple çalışıyor. Dört ileri vites, bir geri. | Open Subtitles | نفس النظام اربع سرعات للأمام , واحدة للخلف |
Çok atak, 5 ileri vites, radar sistemi ile donatıldı... kendini yok etme sistemi... ve tabiki, diğer tüm donanımlar. | Open Subtitles | ناقل الحركة بخمس سرعات رادار في جميع الجهات نظام ذاتي للتدمير و بالطبع كُلّ التعديلات المعتادة |
Bildiğiniz gibi tüm maddeler zaman içinde farklı hızlarda titreşir ama manevi dünya çok daha yüksek hızda çalışır. | Open Subtitles | اذا انت تعرف ان كل المواد تتبخر عند سرعات مختلفة لكن في عالم الارواح تعمل على مستويات اعلى بكثير |
ABS fren sistemi. | Open Subtitles | أفضل مكابح أمامية و سرعات متغيرة |
Koronal kütle atımlarının hızları değişmekle birlikte saniyede 1250 1450 km hızla atılabilirler. | Open Subtitles | قذائف الكتل الإكليلية تتراوح بين سرعات مختلفة لكنها من الممكن أن تحدث مثلاً |
Kepler her şeyi denedi. Gezegenlerin hızlarını değiştirdi. | Open Subtitles | جرب كبلر كل شيء قام بتنويع سرعات الكواكب |
- O adamlar bana 18 vites olduğunu söyledi. kabul ettim. | Open Subtitles | حسنا لقد باع لي دراجة 9 سرعات على أنها 18 سرعة لقد خدعت |
Bu onların arabası... 1970 model Super Bee, 426 Hemi motor, 4 silindirli, 4 vites. | Open Subtitles | هذه سيارتهم 1970 طراز سوبر بى 426حصانا، أربعة مقاعد ، و أربع سرعات |
Kaputun altında 4.7 litrelik ful-enjeksiyonlu 6 silindirli motor ve gücü tekerlere aktaran 5 ileri vites kutusu yanında alüminyum diferansiyel. | Open Subtitles | تحت الغطاء, هنالك الوقد المحقون بقوة 4.7 ليتر على 6 إسطوانات والذي يرسل القوه للعجلات الخلفيه عبر علبة التروس بخمس سرعات |
6600 cc V8 turbo-dizel, altı ileri vites şanzıman. | Open Subtitles | محرك ديزل بسعة 6.6 لتر بقوة 8 وبستة سرعات |
Roy, ben sadece bir pense ve anahtar kullanarak 6 vitesli bir vites kutusunu yeniden toparlayabilecek şekilde eğitildim. | Open Subtitles | روي لقد تدربت على إعادة بناء علبة تروس من ستة سرعات... مستخدمة فقط الكماشة ومفتاح الربط. |
Onlarca yıl, fizikçiler parçacıkları çok yüksek hızlarda birbirleriyle çarpıştırarak, çarpışma anında görünen | Open Subtitles | الفيزيائيون كانوا يستكشفون سلوك الجزيئات المجهرية بتحطيمهم سوية فى سرعات عالية |
Videoda paraşütün yırtıldığını gördünüz. Olsaydı kötü bir gün olurdu olurdu, bilirsiniz, eğer olursa diye test etmek zorundayız, çünkü bu paraşütü ses hızının üstünde hızlarda açıyoruz. | TED | رأيتم في الفيديو تمزق المظلة، و هذا سيكون كارثيا على المهمة فيما لو حدث، لذلك علينا أن نقوم بالتجارب، لأننا نقوم بإطلاق هذه المظلة على سرعات فوق صوتية. |
Direksiyon az hızlarda parlak değil, | Open Subtitles | المقود ليس رائع على سرعات منخفضه |
ABS fren sistemi. | Open Subtitles | أفضل مكابح أمامية و سرعات متغيرة |
ABS fren sistemi. | Open Subtitles | أفضل مكابح أمامية و سرعات متغيرة |
Kavramanın azlığı demek, çoğu zaman normal hızda olsanız bile, arabayı sınırda sürüyormuş hissine kapılmanızdır ve bu sınırda her şeyin kesinlikle en muazzam olduğu an. | Open Subtitles | يؤدي إفتقار التماسك في معظم الأحيان، أن تقود هذه السيارة على طرف الطريق، حتى عند سرعات متوسطة، وإنه عند الحافة حيث تصبح الأشياء مفزعةً ولا ريب |
Araç ilerlerken, şiddetli rüzgar hızları ve büyük ölçekte artan basınç kaydetti. | Open Subtitles | في الطريق لاسفل ,سجلت سرعات رياح عنيفة وضغط متزايد علي نحو واسع |
Neptün'ün üzerinde rüzgar hızlarını görüyoruz. | Open Subtitles | نرى سرعات الرياح على نيبتون |
Bu eğri bize parçacıkların hızının istatistiklerini aynı bir demografik eğrinin bireylerin yaşını gösterdiği gibi gösteriyor. | TED | هذه المنحنى يخبر عن إحصائيات سرعات الجسيمات بنفس طريقة المنحنى الديموغرافي في الإخبار عن إحصائيات أعمار الأفراد. |
Üç vitesi vardı. | Open Subtitles | كان هناك ثلاث سرعات في العجلات |
Adam lanet bir hızlı-yükleyici. | Open Subtitles | إنـةُ شاحِن سرعات لـعين. |