Teknolojinin hızlı olduğunu duymuştum. Ne kadar hızlı olduğunu görmek istedim. | Open Subtitles | لقد سمعت أن تقنيتك سريعة أردت أن أري كم هي سرعتها |
Çok daha hızlı sürüp kendi hızlarını ya da diğer araçların hızlarını arttıracak makul girişimlerde bulunabilirler. | TED | حينها تستطيع المركبات القيادة بسرعة واتخاذ اي مبادرات منطقية للزيادة من سرعتها أو سرعة المركبات المجاورة لها. |
60 km. hız sınırı olan bölgede 93 km. ile gidiyordunuz. İşte bu ilginç. | Open Subtitles | لقد أمسكتك و أن تقود بسرعه 62 منطقه سرعتها 40 |
saatte 200 mil, 300 mil hıza kadar çıkabiliyorlar. | TED | يمكن أن تبلغ سرعتها 200 كم في الساعة، أو 300 ميل في الساعة. |
Bir kuyruklu yıldızın kayalık bir gezegene yüksek hızda çarpması kayaların birer roket gibi uzaya fırlamasına sebep olur. | Open Subtitles | وتأثير الصِدام الكبير بين المذنب وكوكب صخري سوف يطلق صخور سرعتها كالصواريخ في الفضاء |
Harekete geçirmiş olduğumuz gezegen ölçekli çevresel değişimler onların seyrini değiştirme imkanımızı hızla geride bırakıyor. | TED | هذه التغيرات البيئية على المستوى الكوكبي التي وضعناها في الحركة تفوق سرعتها قدرتنا على تغيير مسارها. |
Kasların hâlâ karşılık verir ama reflekslerin hızlı değildir. | Open Subtitles | تبقى ردة الفعل موجودة لديك لكنها تفقد سرعتها |
Baba, kemikler geceleri üç kat daha hızlı büyürmüş, duydun mu? | Open Subtitles | هل تعلم أن المثانة تعمل بثلاث أضعاف سرعتها ليلاً؟ |
En yüksek hızı 450 yani her şeyle başa çıkabilecek kadar hızlı. | Open Subtitles | تبلغ سرعتها أكثر من 450. تستطيع تجاوز أيّ شيء يعترض طريقها |
Benim ihtiyaçlarım için ne kadar hızlı olması gerek bilmiyorum, ne dediğimi anlıyor musun? | Open Subtitles | لا أعلم مدى سرعتها فيما أحتاجه، أتفهم ما أقصد؟ |
O çok iyi ve çok hızlı. | Open Subtitles | إزدادت سرعتها رويداً رويداً إنها قوية جداً يا سيدي |
Hadi ama, 60 km. hız sınırı olan yolda, 93 km. ile arka koltukta yarı çıplak bir kadınla gidiyordun. | Open Subtitles | أوه أنت تتذكرينني؟ هيا؟ سرعة 62 بمنطقة سرعتها 40 و مع إمرأه |
Eğer bu hız sabit kalırsa, 1 saat 57 dakika. | Open Subtitles | إذا بقيت سرعتها ثابتة خلال سّاعة و57 دقيقة |
İzleme birimi, düşüş hızının, tahminen saatte 1300 km olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | فريق التنبؤ حسب سرعتها بـ 800 ميل فى الساعة |
Ve işin doğrusu eğer 273 km hızda sakin bir şekilde gidebilen bir araba kullanıyor olmasaydım babama veda etme şansı bulamayacaktım. | Open Subtitles | مايستفاد من القصة , انه لو لم تكن معي مثل هذه السيارة والتي تصل سرعتها الى 170 ميلاً لما استطعت ان اقول وداعاً لوالدي |
Ağaçlar yolun kenarındaysa araçlar daha yavaş giderler ve elbette bazen de ani bir hızla yavaşlarlar. | TED | وتكون سرعتها أبطأ في حال وجود أشجار على الطريق، وقد يحدث أن يقلل السائقون السرعة بشكل مفاجئ أحيانًا. |
Güneybatıdan esen rüzgarlar 15 mil hıza ulaşacak. | Open Subtitles | رياح جنوبية شرقية سرعتها من 10 الي 15 ميل في الساعة |
Eğer şu anki hızlarını ve yönlerini değiştirmezlerse, iki hafta içinde gezegenimizde olacaklar. | Open Subtitles | لو حافظت على سرعتها و إتجاه سيرها فستكون هنا خلال أسبوعين |
5½ saniyede 100 km'ye ulaşıyor ve 400 metreyi, on saniye dokuzda. | Open Subtitles | تصل سرعتها إلى 60 ميلا فى 5 ثوان ونصف وتسعة أعشار الثانية فى الدورة |
Basın Titanic'in boyutlarını biliyor. Şimdi onları hızıyla şaşırtmak istiyorum. | Open Subtitles | الصحافة على علمٍ بحجم (تيتانِك)، والآن، أودّهم أن يجلّوا سرعتها. |
Arazi düzleştikçe, ırmaklar da yavaşlar ve yıkıcı, aşındırıcı güçleri azalır. | Open Subtitles | حيثالأراضيتصبحمسطحة، فإن الأنهار تبطئ من سرعتها و تفقد قوتها التدميرية. |
Bu akşam hava açık, bildirilen en şiddetli rüzgar hızı 8 metre. | Open Subtitles | ينبىء طقس هذا المساء عن ليلة صافية والريح سرعتها 8 أمتار بالثانية |
Biraz hızını kes, rotayı 160'a ayarla, sonra da ilk yardım çantasını getir. | Open Subtitles | اخفض سرعتها واجعلها على 160 وأحضر حقيبة الإسعافات اليدوية |