Doğanın kanunlarına burnumuzu sokmamız bu ana değişmezlerin bozulmasını hızlandırdı ve yumuşak noktaların sayısını arttırdı. | Open Subtitles | التطفّل على قوانين الطبيعة، سرّع من تضاؤل هذه الثوابت الأساسية وزاد من عدد النقط اللينة. |
Antik zehir, modern zehrin verdiği hasarı hızlandırdı. | Open Subtitles | سمّ قديم سرّع من أضرار السمّ الأحدث |
- evrimimi hızlandırdı. | Open Subtitles | قد سرّع تطوير جسدى |
Yargıç adama kin besliyor. Davayı hızlandırdı. | Open Subtitles | لقد سرّع موعد المحكمة |
Bunun onu uyandıracağını düşünmüştüm... ama bu sadece... onun çöküşünü hızlandırdı. | Open Subtitles | لكنه سرّع تدهورها |