-Gelen yankıya ve hava kalitesine bakarsak, yerin oldukça altındayız. | Open Subtitles | ونوعيّة الهواء ، إنه لمكان عميق جداً تحت سطح الأرض |
...öyle ki sırf buradaki tuzu şekillendirerek kilise bile yapmışlar hem de yerin 200 metre altında. | Open Subtitles | إنه كثير حتى أنهم نحتوا معبدهم الخاص من الملح على عمق 200 متر تحت سطح الأرض |
dünyada hayatın başladığı anın hemen sonrasından başlayacağım. | Open Subtitles | ستكون البداية قبل بدء الخليقة على سطح الأرض مباشرة |
Bazı bilim insanları yer altında yaşayan mikrop kütlesinin Dünya'nın yüzeyinde yaşayan canlı kütlesine eşit olduğunu tahmin ediyor. | TED | إذ يقدّر بعض العلماء أنّ كتلة الجراثيم التي تعيش عميقًا تحت سطح الأرض تساوي كتلة جميع الأحياء فوق سطحها. |
yeryüzünün yüzeyin kesinlikle delik deşik edilmiş, ve buradayız, tam ortada. | TED | سطح الأرض بالطبع ملئ بالحفر، ونحن ها هنا، تماماً في المنتصف. |
Hint Okyanusu'nun kurutulmasıyla dünyadaki karasal alan 91,200,000 km kareye ulaşabilirdi. | Open Subtitles | يتم التصريف ، بالمحيط الهندى سطح الأرض سيزيد . بـ91,200,000 كيلومتر مربع |
Tamam, diyelim ki yerden hâlâ yol işaretlerini görebildiğiniz ve kolayca oksijen alabildiğiniz birkaç metre yüksekte uçmak istiyorsunuz. | TED | حسنا فلنقل أنك تريد أن تطير فقط بعض الأمتار فوق سطح الأرض أين يمكنك رؤية إشارات الطريق و تتنفس الأكسيجين بسهولة |
dünyanın yüzeyinde olup biten birçok heyecan verici şey var. | TED | فهناك العديد من الأشياء المثيرة التي تحدثُ على سطح الأرض. |
Ve belki de insanlığın tekrar yeryüzüne çıkmasında... önemli bir rol oynayabileceksiniz. | Open Subtitles | هذا بالاضافة الى اهمية الدور الذى ستلعبه في ارجاع الجنس البشرى الى سطح الأرض |
Atmosfer bizim için harika, yeryüzünde hayatta kalmamızı sağlıyor. | TED | الغلاف الجوي عظيم لنا، أنه يمكنّنا من النجاة على سطح الأرض |
yerin üstündeki kısıtlı zamanları sona erdi. | Open Subtitles | وقتهم القصير على سطح الأرض إقترب من النهايه |
Dediğim gibi, yerin 6 metre altındaydı. | Open Subtitles | كما قلت لك ، سقط بعمق حوالي 20 قدماً تحت سطح الأرض |
Katoliklik hala kuralları koyuyor olsaydı, hepimiz hala düz bir dünyada ve evrenin merkezinde yaşıyor olacaktık | Open Subtitles | أذا الكثولكية كان لديها طريقتها,سنكون جميعنا لانزال عائشون على سطح الأرض على مركز الكون |
17 metre boyuyla, dünyada yürümüş en büyük katildir. | Open Subtitles | يبلغ طوله 17 متراً، لـيكون أضخم الديناصورات القاتلة التي وطأت سطح الأرض على الإطلاق |
Ve dünyada yürüdüğü bilinen en büyük yırtıcı yok oldu. | Open Subtitles | و أضخم الحيوانات المفترسة المعروفة التي وطأت سطح الأرض قد إختفى |
İlk önce Dünya yüzeyine düşen ultraviyole radyasyon ilişkisine bakalım. | TED | لننظر بدايةً في العلاقة للأشعة فوق البنفسجية على سطح الأرض. |
İnsanlık tarihinin en aşağılık savaşı, Dünya yüzeyini tahrip etti. | Open Subtitles | تم تدمير سطح الأرض بأكثر الحروب حقارة في التاريخ البشري |
Yani Güneşten Dünya yüzeyine düşen enerji miktarı ne kadardır? | Open Subtitles | لذلك كم الطاقة التي تقع على سطح الأرض من الشمس؟ |
Başlangıçta, orman gelişmiyormuş gibi görünebilir ama yüzeyin altında gelişiyor. | TED | مبدئياً، تبدو الأشجار وكأنها لا تنمو، ولكنها تنمو تحت سطح الأرض. |
Güneş gökyüzünde dünyadaki halinden 300 kat daha küçük görünür. | Open Subtitles | الشمس معلقة في السماء, 300 مرة أصغر مما تبدو على سطح الأرض |
Sesini duydum ve yerden 2-2,5 metre yüksekte dumanları gördüm. | Open Subtitles | سمعت التقرير و رأيت الدخان ستة أو ثمانية أقدام فوق سطح الأرض |
Şimdiye kadar tüm oyun buradaki küçük dünyanın yüzeyinde oynandı. | TED | لذلك خلال اللعبة بأكملها كنا نلعب في سطح الأرض. |
Bu akışkan madde yeryüzüne çıkınca sık sık değişimler göstererek geçmişe ait hiçbir kanıt bırakmaz. | Open Subtitles | دائماً ما يتغير سطح الأرض المضطرب مدمراً أدلة الماضي. |
Şu anda insanoğlu, yeryüzünde tüm doğal süreçlerin toplamından fazla taş ve toprak taşıyor. | Open Subtitles | ينقل الجنس البشري الآن صخوراً وتربة على سطح الأرض أكثر مما وضعت كل عمليات الطبيعة مجتمعة. |
Tunguska olayında da, kaya atmosfere girmiş ve yeryüzünün kilometrelerce üstünde, havada patlamıştı. | TED | إقتربت صخرة أخرى من غلاف الأرض الجوي وإنفجرت فوق الأرض، على بعد عدة أميال فوق سطح الأرض. |