| Esasen Ekselansları genç efendimiz yarım seneyi aşkın bir süredir seyahat ediyor. | Open Subtitles | سأجيبك، سعادتك. رئيسنا الشاب كان غائب في السفر لأكثر من نصف سنة. |
| Bu yıl, Ekselansları, kendimi aştım. | Open Subtitles | هنا ,هنا ,هنا هذه السنه, سعادتك لقد تفوقت حتى على نفسى |
| Majesteleri ziyaret ettiği şehirlerden hangisinden en çok hoşlandı? | Open Subtitles | أى من المدن التى قمتِ بزيارتها سعادتك أستمتعى فيها أكثر ؟ |
| Ve tevazuyu bir kenara bırakayım, şu an mutlu bir kampçıya bakıyorsun. | Open Subtitles | وبدون أخطاء يا سعادتك فأنت تنظر إلى مخيّمة مبتهجة |
| Üzgünüm Sayın Yargıç. Beş para etmez bir yaşam sürdüm. | Open Subtitles | أنا آسف يا سعادتك ، لقد عشت حياة بلا معنى |
| Denedik Sayın Hakim ancak, karşı tarafın avukatı duruşmaya gelmeye bile tenezzül etmiyor. | Open Subtitles | اوه لقد حاولنا سعادتك ولكن كمحامي دفاع لم يهتم حتى بحظور هذه الجلسة |
| Umarım Ekselansları annenize böyle sorunlar çıkarmamışsınızdır. | Open Subtitles | آمل من سعادتك بأن لا تتسبّب بالمتاعِب لأمّه |
| Ekselansları, bunlar iyi yetişmiş askerler. | Open Subtitles | سعادتك انهم مدربون من قبل الحكومة لذا هم لا يقاتلو بدون سبب |
| Ekselansları, müsabakalar bitti. Umarım tatmin olmuşunuzdur. | Open Subtitles | سعادتك ، لقد إنتهتم المنافسة أتمني أن تكون مرضياً |
| Bu altın ödül gerçekten bize ne kadara mâl oldu? Ekselansları belki bunu düşünmeliydi. | Open Subtitles | كم يكلف هذا الكأس بالنسبة لنا ؟ ربما سعادتك يمكن أن تراعي ذلك |
| Ekselansları, ben doktorum ve biraz da kung-fu bilirim. | Open Subtitles | سعادتك انا طبيب واعرف القليل من الكوغو فو |
| Neden benim gibi bir hiçle muhatap oluyorsunuz Majesteleri? | Open Subtitles | اذن، لماذا تقوم سعادتك بعقد اتفاق مع نكرة؟ |
| Sarayı havaya uçurmaya çalışırken yakaladık Majesteleri | Open Subtitles | أمسكنا بهم وهم يحاولون تفجير القصر سعادتك |
| Kalır, mutlu olmak için savaşırsın! | Open Subtitles | يمكنك أن تبقى وتقاتل من أجل سعادتك هناك أشخاص يمكنهم ذلك |
| Şu andan itibaren, seni mutlu edeceğini düşündüğün herhangi bir şey yapmak istersen, yap gitsin. | Open Subtitles | ,وإذا أردت شئ تودين فعله من الآن وصاعدًا فيجدر بك فِعله إذا كان مُراده سعادتك |
| Bir varis vermek iki kişiyi gerektirir, sayın Yargıç. | TED | الاعاء: الأمر يتطلب اثنين لإنجاب وريث، سعادتك. |
| Bay wheeler, Bayan Conine, hatta sizi, sayın Yargıç. | Open Subtitles | أو السيد ، ويلر أو الآنسة ، كونين حتى أنت سعادتك |
| - Ona mendil gerekiyor,Sayın Hakim Oturun Miss Teeger. | Open Subtitles | يحتاج مسحة ، سعادتك اجلسي آنسة تيجر اجلسي |
| Sanırım söylenmesi gereken her şeyi söyledik, değil mi, Lordum? | Open Subtitles | أظننا تناقشنا بمافيه الكفاية أليس كذلك يا سعادتك ؟ |
| Kendini işte daha iyi hissedeceğini sandığın için mutluluğunu bir kenara atıyorsun. | Open Subtitles | وترمين سعادتك بعيداً عنك لأنك تعتقدين أن ذلك سيجعلك أفضل في عملك. |
| Bunu kanıtlamak için, efendim tecavüz kurbanı Bay Raj Malhotra'nın tanık kürsüsüne çağrılması için icazet istiyorum. | Open Subtitles | أطلب الاذن لاستدعاء المجنى عليه فى محاولة الاغتصاب السيد راج مالوترا للشهادة يمكنك ذلك ـ أشكر سعادتك |
| Ekselans, o kelimeyi tekrar kullanmayı gerekli bulmayacağınıza inanıyorum. | Open Subtitles | سعادتك أؤكد لك بأنك ستجد أنه ليس ضرورياً أستخدام هذة الكلمة ثانية |
| Benim müvekkilimin filmi daha önceki tarihte yapılmış, Sayın Hâkim. | Open Subtitles | فيلم موكلي يسبق تاريخاً كل هذه يا سعادتك |
| Prens hazretleri, beklemeye razıysanız ben de bekleyebilirim. | Open Subtitles | إذا ماكنت ترغبُ في الإنتظار، سعادتك أستطيعُ الإنتظار. |
| Evet. Ona senin mutluluğunun önüne geçtiğini söyledim. | Open Subtitles | أجل, لقد أخبرته , أنه يقف في طريق سعادتك |
| İsme gelince, eğer uçağa benim tek oğlum Lee Hae Suk'un adını verirseniz bundan daha çok onur duyarım, Valim. | Open Subtitles | وضع أسم أبني الوحيد و يصبح أسم الطائرة لي هاي سيوك سعادتك |
| dış dünyanın mutluluk seviyelerimizin belirleyiciği olduğu, gerçekte ise, dış dünyanızla ilgili herşeyi bilirsem, uzun vadeli mutluluğunuzun sadece yüzde 10'unu tahmin edebilirim. Uzun vadeli mutluluğun yüzde 90'ı ise | TED | أن عالمنا الخارجي هو مؤشر لمستويات السعادة بينما في الواقع, إذا كنت أعرف كل شيء عن عالمك الخارجي يمكنني التنبؤ فقط ب 10 في المئة من سعاداتك على المدى الطويل 90 في المئة من سعادتك على المدى الطويل |