Ben de size, iyi bir başlangıç yapabilmeniz için, bazı şeyleri bir araya getirmeye çalıştım. | TED | و لقد سعيت جهدي أن أجمع معاً اشياء محددة رأيتها جيدة كبداية لهذا الموضوع. |
Güçle tanımlanan bir çağda, daha da güçlü olmak için çalıştım. | Open Subtitles | لقد كان زمان تعني فيه القوة الكثير لذلك سعيت لكي أكون أقوى |
Tanrım. Yine yanlış adamın peşinden gittim. Her zamanki gibi. | Open Subtitles | يا إلهي، لقد سعيت خلف الرجل غير المناسب، ثانيةً، كالعادة |
Bende peşinden o siyah kalbini yalancı ağzından çıkarmaya gidiyorum. | Open Subtitles | لقد سعيت خلفه لأقتلع قلبه الأسود من خلال فمه الكاذب. |
Baş ağrılarım diyordum, sağ olun, Internet'ten arayarak kendime teşhis koymaya çalışıyordum. | Open Subtitles | التي لا تساعد. لقد سعيت لتشخيص نفسي على شبكة الإنترنت. |
Bu alanda bir şeyler yapmaya çalıştığın son zamanı hatırlatırım. | Open Subtitles | سأرجع إلى آخر مرة سعيت فيها لفعل أمر ما في هذا المجال |
ve zihnimde öyle bir yer açtı ki, bundan sonra ben de öğrencilerim için kendi anlayışları doğrultusunda kendi anlamlarını çıkaracakları bir boş tabla oluşturmaya gayret ettim. | TED | و لقد أفسحت بذالك المجال، و لقد سعيت منذ ذالك إلى فسح المجال لتلاميذي، مجال فارغ، حيث يمكنهم إبداع و إيجاد معنى الأشياء عن طريق فهمهم الفردي. |
- Öldürmedim! - Onu öldürdün ve karının seni aldattığını anladıktan sonra onun peşine düştün. | Open Subtitles | قتلته، ثم سعيت خلف زوجتك عندما إكتشفت أنّها كانت تخونك. |
Ben gece bir defa aradım. Ama ulaşamadım. Telefonu kapalı. | Open Subtitles | لقد سعيت للاتصال منذ الليلة الماضية . يتم تشغيل هاتفه خارج. |
Ben denedim bile. Adama yüz verince astarını istiyor. | Open Subtitles | حاولت مسبقًا، إن سعيت لإثنائه بكلمة، لردّ عليك بميل من الكلمات. |
Bütün ihtiyaçlarını gidermeye çalıştım. Bir hekimin görevi de budur zaten. | Open Subtitles | لقد سعيت لمساعدة جميع المحتاجين أنه واجب الطبيب الذي يجب أن يفعله |
Ve sonra kader beni bir pisliğe çevirdi o zamandan beri kaderimi tekrar eski yönüne çevirmeye çalıştım ama olmadı. | Open Subtitles | و ثم قدري انقلب الى الثرى ومنذ ذلك الحين لقد سعيت لأنال قدري عُدتُّ للعمل في القياده ولكنهُ لا |
Moğol kanı dökmeden, onun rüyasını gerçekleştirmeye çalıştım. | Open Subtitles | لقد سعيت إلى تحقيق حلمه دون إراقة الدم المغولي |
Kızımın peşinden gitmeni kabul etmem mümkün değildi. | Open Subtitles | ، عندما سعيت وراء ابنتي الصغيرة كان هذا غير مقبولاً تماماً |
Gururumu okşadın ama eğer Checkmate'in peşinden gitmene izin verirsem 3. Dünya Savaşı'nı başlatırsın. | Open Subtitles | أشعر بالإطراء، لكن إن سعيت إلى ''مات الشاه''، فستطلق حرباً عالمية ثالثة |
Hayatımı safi bilginin peşinden giderek geçirdim. | Open Subtitles | لقد سعيت طوال حياتي بطريق المعرفة الصافي |
Seni öldürmeye çalışmıyordum. Tam anı yakalamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | لم أكُن أسعى لقتلك، بل سعيت لاقتناص لحظة غفلة. |
Ama buna karşı gelmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | لكن لما يستحق، لقد سعيت لمحاربته. |
Bu soruyu sormak için cesaret toplamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | لقد سعيت للعمل حتى الشجاعة أن نسأل هذا السؤال... |
Bulmaya çalıştığın aile kanı seni mahveden şey olabilir. | Open Subtitles | أسرتك بالدم التي سعيت لإيجادها هي من ستقضي عليك بودّ. |
Uğruna çalıştığın her şey Sam ve Dean'in uğruna savaştığı her şey gidecek. | Open Subtitles | كل شيء سعيت من أجله كل شيء (دين) و (سام) ضحوا بأنفسهم من أجله سيذهب هباءً |
Sayın Yargıç, bu davaya herhangi bir önyargı olmadan yaklaşmaya gayret ettim. | Open Subtitles | فضيلتكم، لقد سعيت لفهم هذه القضية بدون أي قناعة مسبقة |
Sen ve senin gibilerin yüzyıllardır boş yere masum kanı peşine düştüğü sırrını seninle paylaşacağım. | Open Subtitles | سوف أشارككَ سرًا قد سعيت إليه أنت و بنو جنسك عبثاً لعدة قرون دماء الأبرياء |
Onu aradım. | Open Subtitles | الجحيم , لقد سعيت لخروجها |
Ben denedim bile. Adama yüz verince astarını istiyor. | Open Subtitles | حاولت مسبقًا، إن سعيت لإثنائه بكلمة، لردّ عليك بميل من الكلمات. |