Eğer bu kızımla az da olsa kaliteli zaman geçirmem anlamına geliyorsa 15 dakikada bir sandviç indirebildiğim için mutluyum. | Open Subtitles | لا أنا سعيدة أنه يمكنني تناول شطيرة في 15 دقيقة مما يتيح لي بعض الوقت النوعي مع ابنتي العزيزة |
Bunları çıkarttığım için mutluyum. | Open Subtitles | أنا فقط سعيدة أنه يمكنني خلع هؤلاء. |
Sabah olduğu için mutluyum. | Open Subtitles | و لكني سعيدة أنه الصباح |
Orada olanlar için risk değerlendirmesi yazmadığım için memnunum Olay şu: Bu fiziğin imajı, öyle değil mi? | TED | أنا سعيدة أنه لم يكن علي كتابة تقييم بالمخاطر هناك. القصد هو: هذا تصورنا عن الفيزياء، صحيح؟ |
Keşke gitmeden önce evlenseydik, ama bu önemli göreve yollandığı için memnunum. | Open Subtitles | كنت أتمنى أن لو كنا تزوجنا قبل رحيله ولكني سعيدة أنه بُعث في رحلة هامة |
Yardımcı olabildiğim için mutluyum. | Open Subtitles | سعيدة أنه يمكنني المساعدة. |
Önemli değil. Sona erdiği için mutluyum. | Open Subtitles | لابأس سعيدة أنه انتهى |
O seks yaptığı için mutluyum. | Open Subtitles | سعيدة ... أنه يمارس الجنس. |
Söyleyecek başka şeyim yok sadece evlenmeden önce gerçek rengini gösterdiğin için memnunum. | Open Subtitles | ليس لدى شئ آخر لأقوله لك .... عدا أننى سعيدة أنه قبل زواجنا ظهرت على حقيقتك |
Eh, yalnızca birbirimize yardımcı olabildiğimiz için memnunum. | Open Subtitles | حسناً، إنّي سعيدة أنه بوسعنا مساعدة بعضنا البعض! |
Sonunda kalabaliğa kariştiği için memnunum, | Open Subtitles | أقصد . أني سعيدة أنه بدأ بالإختلاط |
İyileşeceği için memnunum. | Open Subtitles | أنا فقط سعيدة أنه سيكون بخير |