ويكيبيديا

    "سفره" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • seyahat
        
    • pasaportu
        
    Onu ve ona ait herşeyi, paltosunu ve seyahat çantasını küle dönüştür. Open Subtitles قم بتغييره و تغيير كل ما يخصه بما في ذلك معطفه و حقيبة سفره ، إلى حفنة من الرماد
    Rıza'nın seyahat tarihlerini Seyit Ali'ninkilerle karşılaştırıp terörist bağlantısı var mı diye bakacağız. Open Subtitles سنقارن تواريخ سفره بسيد على ونرى ان امكننا ان نجد صلة بالارهابيين
    Rıza'nın seyahat tarihlerini Seyit Ali'ninkilerle karşılaştırıp terörist bağlantısı var mı diye bakacağız. Open Subtitles سنقارن تواريخ سفره بسيد على ونرى ان امكننا ان نجد صلة بالارهابيين
    Kırmızı pasaportla seyahat ediyormuş. Open Subtitles بإستعمال جواز سفره الخاص لقد كان يسافر كمدني
    pasaportu buraya dönmenin haricinde hükümsüz kılınmış. Open Subtitles و جواز سفره تم إلغاءه ما عدا إذن بالعودة إلى الولايات المتحدة
    Kredi kartını ve pasaportunu kopyalamış ve sık sık seyahat eden bir satıcı. Open Subtitles قام باستخنساخ بطاقته الإئتمانية وجواز سفره إنه بائغ يسافر كثيرا
    Yeteneklerini yalnızca şiddeti önlemek için kullanan bir askeri deha savaş halindeki krallıklar arasında seyahat eden efsanevi bir gezgin ve ustaca stratejilerle kralları savaştan vazgeçirmeye çalışan biriydi. Open Subtitles كان يستخدم موهبته فقط كي يمنع العنف لقد كان إسطوريًا في سفره بين الممالك المتحاربة
    Onun, bu kadar çok seyahat etmiş olması kızı için zor olmalı. Open Subtitles لا بد أنه كان من الصعب عليها سفره كثيراً
    Üstelik o gece Los Angeles'ta olduğuna dair seyahat kayıtlarını sen verdin. Open Subtitles وانت أعطيتنا سجل سفره كان في لوس انجلوس في تلك الليلة
    seyahat geçmişini iki kurbanla karşılaştırdık. Open Subtitles لذلك نحن عبر التاريخ المشار سفره مع الضحيتين.
    Beagle ile seyahat yıllarından ve söylentilerden kaşiflerden ve doğabilimcilerden duyduklarından, ten renginin insanların farklılaştığı en önemli yönlerden birisi olduğunu biliyordu. TED خلال سنوات سفره على متن البيغل، وعبر استماعه للمسببات أو المستكشفين وعلماء الطبيعة، عرف أن لون البشرة هو أحد الأشياء المهمة التي يختلف فيها الناس.
    Meksika'ya bir seyahat için paraya ihtiyacı vardı. Open Subtitles لقد إحتاج المال لـ سفره إلى المكسيك.
    Ama o yine de seyahat planındaki değişiklikten sana bahsetmedi. Open Subtitles وحتى الآن لم يخبرك عن تغييره خطط سفره
    seyahat kayıtlarını kontrol ederiz, eğer bu yerlerin herhangi... birinde olduğunu ispatlarsak, adamımızı yakaladık demektir. Open Subtitles حسنٌ، سأتفقد سجل سفره لو عثرنا عليه بأيٍّ من هذهالمواقع،فسننالمنه .
    Peki neden damadınızın pasaportuyla seyahat ettiğine dair fikriniz var mı? Open Subtitles اي فكرة عن السبب سفره بجواز سفر ابنك
    Kim, üçüncü kutu. seyahat yöntemini teşhis etmek istiyorum. Open Subtitles (كيم)، الصندوق الثالث، اريدكِ ان تعرفِي طريقة سفره.
    seyahat ayarlamalarını karıştırıyor. Open Subtitles تبحث في ترتيبات سفره
    seyahat planlarıyla ilgili bir şey öğrenirseniz, bizi ararsanız çok memnun olurum. Open Subtitles إن سمعت أيّ شيء عن خطط سفره أقدّر لك أن اتصلت بيّ، و يا (داني)
    Kongresel seyahat raporlarında var. Open Subtitles هذا في تقرير سفره للكونغرس.
    Evet ve Şef Ubba şu anda kuzeye doğru seyahat etmesine rağmen senin nerede olduğunu öğrenmeleri için Mercia'ya adam yollamış. Open Subtitles كلا والزعيم (آبا)، على الرغم من سفره للشمال الآن
    -Bulmuştuk ne demek? -Bulmuştuk ve bıraktık. -Ama pasaportu bizde. Open Subtitles كان لدينا وأطلقنا صراحه لكنني إحتفظت بجواز سفره

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد