Bunu satarsan beşinci caddede iyi bir çatı katı alabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تحظى بـ سقيفة لطيفة جداً لكن لن يكون هنـاك فائض كثير للزينة |
Regal Kumarhanesi'nin çatı katı dairesinde oturuyor. | Open Subtitles | يعيش طوال العام فى سقيفة الكازينو الملكى. |
Arkaya bir kulübe yapar, birkaç tanede at satın alırım. | Open Subtitles | كنت سأبني سقيفة في الخلف, أشتري بعض الخيول. |
Ya burada kalır, her şeyin güvenli olduğundan emin oluruz ya da yolun üstünde gölün yakınında bir balıkçı kulübesi var. | Open Subtitles | نحنُ يمكن أن نبقى هنّا، و التأكد بأن الوضع آمن. أو أن نذهب الي سقيفة لصيد السمك على الطريق، بجانب البحيرة. |
O zaman sizi çiftleşme kulübesinde ninemin kucağına yatırsam iyi olur. | Open Subtitles | يفضل أن أجعلك تجلسين مع جدتي, في سقيفة التزاوج. |
Ufak bir depo, altılı bira paketi, bir yığın porno dergi. | Open Subtitles | "سقيفة تخزين بقياس 8×12 قدم ونصف دزينة جعّة وحزمة مجلات إباحيّة" |
Ayrıca çatıdaki bir barakada yaşadığın için tuhaf alışkanlıkların da var. | Open Subtitles | ولديك بالفعل طبع غريب لأنكَ تعيش في سقيفة غريبة على السطح |
New York'ta 25. kattaki bir çatı katının duvarlarını neden çimentodan yaptırırsın? | Open Subtitles | لماذا تضع أسمنت على الحوائط الداخلية في الطابق الخمسة وعشرون في سقيفة بمدينة نيويورك |
24 saat içinde hangi cehennemden bir çatı katı bula biriz ki? | Open Subtitles | من أين يُفترض أن نحصل على سقيفة خلال 24 ساعة؟ |
Joey'in beni bir çatı katında yaşamaya ikna etmesine izin vermemeliydim. | Open Subtitles | لا ينبغى أن أسمح أبداً ل " جوى " أن يقوم ببيعى للعيش فى سقيفة فوق المكاتب |
oturdukları evin bitişiğinde ufak bir kulübe bulunuyordu "geceleri uyku tulumumla burada kalabilir miyim?" | TED | و كان للعائلة سقيفة صغيرة بجانب البيت، فقلت: "هل لي أن أنام في حقيبة نومي في المساء؟" |
Uzun zaman önce, ben, küçük bir çocukken bambu ve samanla kulübe yapardık. | Open Subtitles | عندما كنت طفلا صغير ...منذ زمن بعيد مضى كنا نعمل سقيفة من الخيزران والقش |
Bir de boş kulübe. O dosyayı da gönderdim. | Open Subtitles | و سقيفة مهجورة و لقد ارسلت لك ذلك الملف |
- Söyleyin sevgili İnes, yolda gelirken sol tarafta gördüğüm, bir bahçıvan kulübesi, öyle değil mi? | Open Subtitles | أخبريني إنيس العزيزة أكانت تلك سقيفة البستاني التي رأيتها بالخلف؟ |
Diyeceğim o ki, 13 yaşındayken alet kulübesinde nükleer reaktör yapmaya çalışmıştı. | Open Subtitles | حسناً، يجب أن أقول عندما كان بالثالثة عشر و حاول أن يبني مفاعل نووي في سقيفة الأدوات |
Evimiz ve bu depo dahil. | Open Subtitles | متضمن ما في منزلنا و سقيفة التخزين |
Okuldaki ilk senemin sonunda, o yılın yazında,... ....birkaç sinekkuşu buldum. Evimin yakınlarındaki bir barakada sıkışmışlardı. | TED | في نهاية سَنَتِي الأولى في المدرسة, في صيف ذلك العام , اكتشفت زوجي طائر الطنّان مُسِكَا في سقيفة بالقرب من منزلي. |
Uzak köşede bir baraka göreceksin. barakada bir merdiven bulacaksın. | Open Subtitles | فى الزاوية البعيدة ستجد سقيفة فى السقيفة ستجد سلم |
Annem beni okula bıraktığı zamanlar okulda olacağımı sanıyordu, bense o arkasını döner dönmez bir U dönüşü yapıp kaçıyordum ve bahçenin arkasındaki kulübeye saklanıyordum. | TED | لذلك عندما كانت والدتي تأخذني إلى المدرسة كانت تعتقد أنني كنت في المدرسة كنت أخذ منعطفا عندما تدير ظهرها وأركض وأختبئ في سقيفة خلف الحديقة. |
Kocaman bir sebze bahçemiz olacak ve bir tavşan kulübemiz olacak. | Open Subtitles | سيكون لدينا سقيفة لنزرع بها الخضروات وايضاً قفص للأرانب |
Winston eğer bir tarzım olsaydı, en iyi arkadaşımın elektronik seks kulübesini kullanmak yerine, kız arkadaşımı arardım. | Open Subtitles | ونستون، لو كان لي أي أسلوب، يمكن أن أسميه صديقتي بدلا من استخدام جهدي سقيفة صديق الجنس الإلكتروني. |
Eee, burada mı kalacağız yoksa balıkçı kulübesine mi gidiyoruz? | Open Subtitles | لذا هل سنبقى هنّا، أم سنذهب الي سقيفة السمك؟ |
18. kattaki teras dairesi kısa dönemliğine kiralanmış. | Open Subtitles | سقيفة الطابق الثامن عشر، إيجار لفترة قصيرة. |
Haydi Mattie, ev dediğin eski bir alet deposu. | Open Subtitles | مالذي دهاك ياماتي ؟ انها مجرد سقيفة قديمة |
Kulübede önemli hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | نعم، حسنا، لم يكن هناك شيء من القيمة في سقيفة الحديقة، |