Ve bunun yanında, nüfus artışının yüzde doksanı şehirlerde gerçekleşiyor. Kargalarda da bir nüfus patlaması görüyoruz. | TED | ومن بين هؤلاء، تسعة أعشار من معدل النمو السكاني يحدث في المدن. نحن نشهد إنفجار سكاني مع الغربان. |
Bunun aynısını Afrika'nın diğer bölgelerinde tekrarlıyoruz. Özellikle yüksek nüfus baskısı gözlediğimiz vahşi yaşam alanları yakınlarındaki yerleşimlerde. | TED | ونحن نقوم بتكراره في أجزاء أخرى من أفريقيا، حول المناطق البرية الأخرى التي تواجه ضغط سكاني مفرط. |
Ve bu mutasyon onların çocuklarına aktarıldı çünkü hayatta kalabilenler onlardı, dolayısıyla büyük bir nüfus baskısı vardı. | TED | وهذه الطفره تم توريثها لأطفالهم ولأنهم نجوا وعاشوا, إذن كان هناك ضغط سكاني كبير جداُ. |
2010 yılında halen daha Amerika'da neden nüfus sayımı yapılıyor? | TED | لماذا بحقكم في اميركا سنقوم بتعداد سكاني في 2010 |
Dünya'nın başına bela tüm sorunların kökeninde aşırı insan nüfusu olduğu görülebilir. | Open Subtitles | كلنا لدينا مسؤولية من أجل الأرض ويمكننا استرجاعها. و يمكننا تحويله الى تضّخم سكاني و تضّخم السكان. |
Onlar da tıpkı bizim gibi nüfus artış oranları, yaşamın sürdürülemez olduğunu göstermiş. | Open Subtitles | أنهم مثلنا, فيبدو أن لديهم معدل نمو سكاني لا يمكن تغذيته من موارد الكوكب |
Daha fazla nüfus sizin gibi saygılı adamlara ödeyecek daha fazla vergi. | Open Subtitles | تعدد سكاني أكبر .. وعوائد ضريبية أكبر تدفع لرجلٍ مخلص مثلك |
İstikrarsız hükümetler, nüfus fazlalığı, tüm kıtalarda savaşlar kıtlık, su sıkıntısı, çevresel yıkımlar! | Open Subtitles | حكومات غير مستقرة. إكتظاظ سكاني. حروب في كل قارة. |
İşte buna hızlı nüfus artışı diyebiliriz. | TED | وهذا حيث لدينا أسرع نمو سكاني. |
Klinik muayeneleri için düşük maliyetli eleman işe alınabilir ve ilk kez uygulanacak bir nüfus ölçekli tarama yapabiliriz. | TED | يمكننا القيام بكميات كبيرة من التوظيفات منخفضة التكلفة للتجارب السريرية، ويمكننا جعل إجراء الفحوصات على نطاق سكاني واسع ممكناً للمرة الأولى. |
Yerel, eyalet ve federal seviyeler bizim en hassasımızı korumakta tamamen başarısız oldu, ve tüm nüfus kendi başının çaresine bakmak üzere terk edildi. | TED | فشل النظام على المستوى المحلي والفيدرالي فشلًا ذريعًا في حماية المواطنين الأكثر ضعفًا، وتُرك تجمّع سكاني بكامله لوحده في صراعه لتأمين حقوقه. |
Hikayeyi Ernest ile başlattık, gönüllü nüfus saymanı. | TED | لقد بدأنا قصة مع آرنست والذي تطوع لكي يصبح " مُحصيٌ سكاني " |
Bak, zaten aşırı nüfus sorunum var. | Open Subtitles | اسمع يا بيتال، لدينا تضخم سكاني بالفعل |
Öteki tarafın nüfus ile ilgili kanunları umurumda değil. | Open Subtitles | لا يهمني قانون تعداد سكاني من زمن آخر.. |
nüfus patlaması problemi var. | Open Subtitles | هناك مشكلة انفجار سكاني |
nüfus sayım memuruymuş. | Open Subtitles | إنه مسجل تعداد سكاني |
Dünya'nın başına bela tüm sorunların kökeninde aşırı insan nüfusu olduğu görülebilir. | Open Subtitles | كل مرض عالمي ينتشر في الأرض يمكنه أن يسبب انفجار سكاني. |
Pompei şehrine bakarsanız şehirde bugün bile 13 bin örnek olduğunu görürsünüz ki şehrin nüfusu da muhtemelen bu kadardı. | Open Subtitles | لو تأملتم مدينة بومبي هناك 13 ألف مثال على ذلك ظلت قائمة في بلدة كانت تتميز بتعداد سكاني لا يتخطى ذلك الحجم على الارجح |
Birincisi, Çin, 1.3 milyar nüfusu olan, ve son 30 yıldır senelik %10 oranında büyüyen, devasa bir gelişmekte olan ülke. | TED | الاول هو انها دولة نامية عملاقة بتعداد سكاني قدره 1.3 مليار نسمة والتي كانت تنمو لمدة 30 عاماً بمعدل 10% كل عام |