Yanlışlıkla yere bir damla döktüm. | Open Subtitles | لقد سكبته على الأرض |
- döktüm. - Bir tane daha alırım. | Open Subtitles | لقد سكبته - سأحضر واحداً آخر - |
Şaka yaptım. Ben döktüm. | Open Subtitles | أمزح فحسب لقد سكبته بلا قصد |
Hazırlamak denemez, kaplara döktüm. | Open Subtitles | لقد أعددته يدويا، سكبته |
Tabii ki kokmaz. Şarap gibi kokuyor, hani şu senin döktüğün! Ve bu arada, örtümü mahvettiğin için de sağ ol! | Open Subtitles | بالطبع لا, يفوح منها رائحة الشراب الذي سكبته, و شكراً لأنك أفسد أغطيتي |
Aman Tanrım. Üstüme döktüm. | Open Subtitles | يا إلهي.لقد سكبته. |
Aman Tanrım! Üstüme döktüm. | Open Subtitles | يا إلهي لقد سكبته |
Bay Fat Chow-Chow'un önünde üzerine döktüm de. | Open Subtitles | لقد سكبته عليها أمام السيد (فات شو شو) |
Onu döktüm. | Open Subtitles | أنا سكبته .. |
Üzerime döktüm. | Open Subtitles | وأنا سكبته. |
Evet, üstüne döktüğün dört duble likörün hiç ilgisi yok. | Open Subtitles | نعم.هذا ليس له دخل مع الاربعة أوقيات من الشراب الكحولي الذي سكبته فوق الايسكريم |