Ama Skinner'ın tişörtünde ona ait olmayan bir tükürük bulduk. | Open Subtitles | لكنّنا وجدنا لعابا على قميص سكيننير الذي ما كان له. |
Bu, dün gece Skinner'ın arabasını çalıp, karısını öldürmeye çalışan adam. | Open Subtitles | هذا الرجل الذي سرق سيارة سكيننير ليلة أمس ومجرّب لقتل زوجته. |
Aramızda kalsın, sanırım Patterson, Skinner'a gitti ve bu vakaya Mulder'ın görevlendirilmesini istedi. | Open Subtitles | بينك وبيني، أعتقد ذهب باتيرسون إلى سكيننير و مولدر المطلوب على هذه الحالة. |
Çünkü Skinner'a üstünlük sağladıklarını düşünüyorum, Scully. | Open Subtitles | - لأن أعتقد سكيننير هزم، سكولي. |
Teşekkürler, Ajan Scully. | Open Subtitles | [سكيننير] شكرا لكم، الوكيل سكولي. |
Skinner, Duane Barry olayıyla ilgili raporumu bekliyor. Ona ne söyleyeyim? | Open Subtitles | توقّع سكيننير تقريري على حادثة دوان باري. |
Skinner'a hastanedeki adamı senin vurduğunu söyledim, ama buna ben bile inanmadım. | Open Subtitles | أخبرت سكيننير ضربت الرجل في المستشفى، لكنّي لم أعتقده حقا. |
Kanıt olabilecek o rapor olmaksızın, Skinner bir soruşturmayı onaylamayacaktır. | Open Subtitles | بدون ذلك التقرير كدليل، سكيننير لن يخوّل تحقيق. |
Dünden önceki gün Skinner'la olan görüşmeye gitmedim ve tepkilerinin ne olacağını bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لم أظهر للإجتماع مع سكيننير أوّل أمس. أنا لا أعرف ما النتائج ستكون. |
Skinner raporunu neden yazmadığını soracaktır. | Open Subtitles | سكيننير سيريد أن يعرف لماذا أنت لم إحفظ تقريرك. |
Bu Skinner'ı vuran adamın. | Open Subtitles | نتائج. هذا يعود إلى الرجل الذي ضرب سكيننير. |
Cesette bulunabilen tek parmak izi Skinner'ınki miydi? | Open Subtitles | كانت سكيننير التي الطبعات الوحيدة رفع من الجسم؟ |
Skinner tam cinayet anında bir fahişeyle aynı yataktaydı ve bize hiçbir açıklama veya mazeret sunmadı. | Open Subtitles | سكيننير كان في السرير مع المومس في وقت موتها، وهو يعرضنا لا تفسير أو عذر. |
Skinner'ın geçmişte 3 ay tedavi gördüğü yer. | Open Subtitles | حيث سكيننير يستلم المعالجة للشهور الثلاثة الماضية. |
Skinner'ın Psikiyatrisine göre rüyasında yaşlı bir kadın tarafından sıkıştırılıyormuş. | Open Subtitles | طبقا ل طبيب سكيننير النفساني، هو يواجه الرجوع إحلم في أي هو مواجه من قبل إمرأة عجوز. |
Yani Skinner'ın kurbanı uykusunda mı öldürdüğünü düşünüyorsun? | Open Subtitles | لذا تعتقد بأنّ سكيننير لربّما عندك قتلت الضحيّة في نومه؟ |
Sharon Skinner'ın aracındaki darbelerle örtüşüyormuş. | Open Subtitles | يجارون الطلاء في الطعجة سيارة شارون سكيننير. |
Direksiyonda bulabildikleri tek parmak izi Skinner'ınmış. | Open Subtitles | الطبعات الوحيدة وجدوا على دولاب القيادة كانت سكيننير. |
Scully, benim! | Open Subtitles | سكولي، أنا! سكيننير! |
- Scully. | Open Subtitles | هو سكيننير. |
- Scully. | Open Subtitles | - هذا سكيننير. |