Gazyağı ve kömür değer zincirleri, bunu çoktan çözmüşler: bu yakıtlar bütün ülke genelinde kolayca bulunur. | TED | أظهرت سلاسل القيمة في الكيروسين والفحم النباتي ما يلي: مصادر الوقود هذه واسعة الانتشار في أرجاء البلاد. |
Dikey olarak entegre olan organizasyona daha az ihtiyaç vardır ve değer zincirleri en azından kırılabilir. | TED | هناك حاجة أقل للمنظمة المتكاملة رأسيًا، وعلى الأقل فإنّ سلاسل القيمة يمكن كسرها. |
Düşen işlem maliyetleri, değer zincirlerinin kırılması ve bu sebeple aracıların kaybolmasının veya yapıbozum dediğimiz şeyin mümkün hâle gelmesiyle ilgiliydi. | TED | كانت حول انخفاض تكاليف المعاملات كسر سلاسل القيمة وبالتالي السماح باللاوساطة، أو ما نسميه التفكيكية. |
İşlem maliyetinin hızla düşmesi değer zincirini birarada tutan tutkalı zayıflatır ve ayrılmalarına sebep olur. | TED | والهبوط الحاد في تكاليف المعاملات يضعف الغراء الذي يحمل سلاسل القيمة معا. ويسمح لهم بالانفصال. |
Şehirler küresel değer zincirine katılmak ister. | TED | تريد المدن أن تكون جزء من سلاسل القيمة العالمية. |
İşte bu düşen işlem maliyetlerinin çok önemli sonuçları bulunmaktadır, çünkü eğer işlem maliyetleri değer zincirlerini birarada tutan tutkalsa ve giderek düşüyorlarsa, tasarruf edecek daha az şey vardır. | TED | الآن، انخفاض تكاليف المعاملات تلك كانت لها عواقب هامة، لأنّه لو شبّهناها بالصمغ الذي يجمع سلاسل القيمة معا، وهو في تراجع، يصبح لدينا أقل ما نبني عليه اقتصادنا. |
Sonrasında otomobil üretim endüstrisini yeniden yapılandırmamız ve yeniden eğitmemiz gerekecek ve enerji ile tarımsal değer zincirlerinin birleştiği noktaya geçmemiz gerekecek böylelikle hidrokarbonlardan karbonhidratlara çok daha hızlı bir biçimde geçebilecek ve başka yollar kullanarak şu an kullandığımız yolu terk edebilecek | TED | ثم نحن بحاجة الى اعادة تنظيم صناعة السيارات واعادة التدريب، و تحويل التقارب بين الطاقة و سلاسل القيمة الزراعية الى التحول سريعا من الهايدروكاربونات (النفط والغاز) الى الكاربوهايدريدات (المركبات العضوية) و الخروج من طريقتنا القديمة بطرق اخرى |