- Burada esir değilsin. - Kendi güvenliğin için buradasın. | Open Subtitles | أنتِ لستِ سجينة هنا أنتِ هنا حفاظًا على سلامتكِ الشخصية |
Gerçekten güvenliğin için korkuyorum. | Open Subtitles | أن يطردكِ في منتصف الليل حقاً, أنا قلقة على سلامتكِ |
Bunların hepsi sizin güvenliğiniz için. | Open Subtitles | ثقي بي عندما اخبركِ بأن كل هذا من أجل سلامتكِ |
Kızıl Kale'de kalmanızı istiyor majesteleri, kendi güvenliğiniz için. | Open Subtitles | انهُ يريد ان تبقي في غرفتكِ ، جلالتكِ ؟ من اجل سلامتكِ |
Ancak güvenliğinizi ve tahtınızı garanti edecek bir dostunuz hâlâ var. | Open Subtitles | لكن لديكِ صديق شخص يستطيع أن يضمن سلامتكِ و عرشك |
Piper, benim içi senin güvenliğinden daha önemli birşey yok. | Open Subtitles | بايبر، ليس هناك ماهو أهم بالنسبة لي من سلامتكِ |
Bu anlaşma ile senin ve ailenin güvenliği garanti altında ama bu insanların yetenekleri kontrol altında tutulmalı. | Open Subtitles | ترتيبات سوف تضمن سلامتكِ وسلامةهذهالعائلة, لكن يجب التحكم في هذه القدرات |
Eski bir arkadaşın oğluyla. güvenliğin için. | Open Subtitles | إنّه إبن صديقٍ قديم، هذا من أجل سلامتكِ. |
Senin güvenliğin benim sorunum değil! Ama doğru şeyi yap. | Open Subtitles | سلامتكِ ليست من إهتمامي لكن إفعلي الشيء الصحيح |
Olivia, kendi güvenliğin için Remington dosyasının üzerine gitmeyi bırak. | Open Subtitles | أوليفيا، توقفي عن التنبيش في رمنغتون، من أجل سلامتكِ |
Şimdi tıpkı benimki gibi kendi güvenliğin için sana sormam gereken bir şey var. | Open Subtitles | والان هناك شيء واحد يجب أن أسألكِ اياه من أجل سلامتكِ وسلامتي |
İğne ve ipliğe ihtiyacım var, ve kendi güvenliğin için seni kilitliyorum. | Open Subtitles | أحتاج فقط إلى إبرة وخيط، وسأضطرّ لحجزكِ من أجل سلامتكِ. |
güvenliğin için bunu seninle konuşamam. | Open Subtitles | لا أستطيع مناقشة هذا معكِ ، من أجل سلامتكِ |
güvenliğiniz için buradayız tamam mı? | Open Subtitles | نحن هنا من أجل سلامتكِ ، حسناً ؟ |
Sizin güvenliğiniz için buradayız, tamam mı? | Open Subtitles | نحن هنا من أجل سلامتكِ ، حسناً ؟ |
Bayan Grayson yanınızdan ayrılmamamı emretti kendi güvenliğiniz için. | Open Subtitles | سيدة"غرايسون" أمرتني الأ اترككِ وحدكِ من أجل سلامتكِ. |
- güvenliğiniz için korkuyorum. - O benim gelecekteki kocam, bir mahkum değil. | Open Subtitles | تهمني سلامتكِ - إنّه زوجي المستقبلي و ليس سجيناً - |
Benim önceliğim güvenliğiniz. | Open Subtitles | أنا أحرص على سلامتكِ |
Bizimle olsanız da, olmasanız da güvenliğinizi sağlayabileceğim bir yere yerleştirilmeniz konusunda ısrar etmek zorundayım. | Open Subtitles | الآن، سواءً اشتركتِ معنا أم لا فأنا أُصرّ على نقلك... . لمكان أتأكد فيه من سلامتكِ |
Size yeniden düşünmenizi söylerken, sadece sizin güvenliğinizi düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أبغي سلامتكِ حينما أطلب منكِ... إعادة التفكير |
Senin güvenliğinden sorumluydu. Kendini baskı altında hissetmiş olmalısın. | Open Subtitles | كان مسؤول عن سلامتكِ تحتم عليكِ الشعور بالتهديد |
O halde bütün bu zaman boyunca güvenliğinden ötürü korku içinde olduğunuzu varsayıyoruz. | Open Subtitles | وعلينا أن نفترض أنكِ كنتِ خائفة على سلامتكِ طوال تلك المدة؟ |
Sen ve kızların güvenliği için bu gece kapatmanızı tavsiye ediyorum. | Open Subtitles | تطابق شخصيتكِ. ومن أجل سلامتكِ أنتِ و فتياتكِ أنصحكِ بأن |
Şüphelinin silahına erişeceğini senin ve çevrendekilerin güvenliğini sağlamak için vurduğunu ispatlaman önemli. | Open Subtitles | من المهم أن توضحين أن المشتبة به كان يحاول الوصول إلي مسدسه وخوفاً علي سلامتكِ |