- Hiçbir şey almadım ve kimseyle yatmadım. - Bunu duyduğuma sevindim. | Open Subtitles | أنا لم أتناول أي شيء و لم أضاجع أحد يُسعدني سماع ذلك |
Bunu duyduğuma sevindim. | Open Subtitles | أوه يا بن. إنه من الجيد سماع ذلك لأنه في بعض الأحيان أخشى |
Bunu duyduğuma sevindim. İnsanların çoğu kendine aşırı güveniyor,... | Open Subtitles | من الجميل سماع ذلك أغلب الناس يبدون واثقين بأنفسهم |
Bunu duymak güzel. Bu aralar Henry'nin üzerinde çalıştığı konu hakkında ne biliyorsun? | Open Subtitles | من الجيد سماع ذلك ماذا تعلمين عن القصة التي يعمل عليها هنري الان |
gerektiği anlamına gelmiyor, Bunu duymak sizi rahatlatmıştır. | TED | فى جميع المجالات، سوف ترتاحون عند سماع ذلك. |
Bunu duyduğuma şaşırdım, çünkü bu yeni bir bilgi. | Open Subtitles | إني مندهش من سماع ذلك لأن هذه معلومات جديدة |
Bunu duyduğuma sevindim ama artık bir önemi yok. | Open Subtitles | ، من الجميل سماع ذلك و لكن لا يهم بعد الآن |
Bunu duyduğuma üzüldüm. Bol sıvı için. | Open Subtitles | يؤسفني سماع ذلك يجب عليك شرب الكثير من السوائل. |
Bunu duyduğuma sevindim ve az önce saydığımız şirketlerdeki arkadaşlarımız da sevinecekler. | Open Subtitles | يريحني سماع ذلك وكذلك سيستريح أصدقاؤنا المتعاونون المذكورين سابقاً |
Bunu duyduğuma üzüldüm. Ne yapmamı önerirsin? | Open Subtitles | يؤسفني سماع ذلك ما الذي تقترحه لي لفعله؟ |
Bunu duyduğuma sevindim. Çok iyi gittiğini de görebiliyorum. | Open Subtitles | يسرّني سماع ذلك فأنا لاحظت حسن تعلّمك أيضاً |
- Bunu duyduğuma sevindim. - Ayrıca bebeğin artık bir ismi var. | Open Subtitles | ــ يسعدني سماع ذلك ــ و الطفل لديه إسماً الآن أيضاً |
Bunu duyduğuma sevindim. Bize sorun var mı? | Open Subtitles | من الجيد سماع ذلك ، هل لديك أى أسئلة لنا ؟ |
Söz insanlara gelmişken, Bunu duymak istiyorsunuz. | TED | بالتحدث عن البشر، كنتم تريدون سماع ذلك. |
Bunu duymak hep hoşuma gider. Bizimle olmasından hoşnuttuk. | Open Subtitles | حسناً، من اللّطيف دائماً سماع ذلك ونحن استمتعنا بوجودها معنا |
- Özür dilerim efendim. - Rahatsız edilmek istemediğimi söylemiştim. - Sanırım Bunu duymak isteyeceksiniz. | Open Subtitles | لم أطلب منك أن تزعجنى ربما تريد سماع ذلك |
Bak, belki de şu an Bunu duymak istemezsin, ama buna farklı bir bakış açısıyla bakmalısın. | Open Subtitles | اسمع .انت ربما لا تريد سماع ذلك ولكن يجب عليك احترام ذلك |
Aptal göründüğümüzü biliyorum ama Bunu duymaktan asla bıkmayacağım. | Open Subtitles | اعرف ان هذا يبدو سخيفاً ، لكن لن امل من سماع ذلك |
Yapma, kardeşim. Bunu dinlemek istemiyor. | Open Subtitles | لا تفعل يا أخي الصغير انها لن تود أن سماع ذلك |
Defalarca, üst üste okudum ve bunu duymanın senin için ne denli zor olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | راجعتها مراراً و تكراراً و أعرف أنه يصعب عليك سماع ذلك |
*Generalleri sadece bela getiriyor. Artık Bunları duymak istemiyor. | Open Subtitles | قادته دائما ما يجلبون المتاعب له وأصبح لا يطيق سماع ذلك بعد الآن |
bunu duymayı hazır mısın bilmiyorum ama, Helo aramızda olan önemliydi. | Open Subtitles | لا اعلم اذا كنت تود سماع ذلك او لا ياهيلو لكن ماكان بيننا كان مهما جدا .. |
bunu duymaya ihtiyacım yok, Alan. Olmasına ihtiyacım var. | Open Subtitles | لست بحاجة الى سماع ذلك , الن انا اريد ان يحدث |
İnşallah, şu an ikinci bir 11 Eylül vakası olur ve birisi bu yüzden bizi arar da tüm Bunları dinlemek zorunda kalmam. | Open Subtitles | ارجو ان يحدث حادثة 9/11 الآن وهناك مكالمة هاتفية عنها حتى لا يتوجب علي سماع ذلك |
Bunu duyuyor olmamalıydım. | Open Subtitles | غريب، المفترض ألا أتمكن من سماع ذلك |
Bana teşekkür etme, hiçbir şey duymak istemiyorum. | Open Subtitles | لا تشكرني, لا أريد سماع ذلك. |