Karşına daha çok yakışıklı erkek çıkar. Şimdi, izin verirsen. | Open Subtitles | أنتِ جذّابة، والطابور مليء بالشباب الأكفاء، والآن إذا سمحتِ لي |
İzin verirsen o iti buradan kovacağım. | Open Subtitles | حسنا الآن إن سمحتِ لي سأطارد ذلك الحقير الصغير بعيدا عن هنا. |
En azından özür dilememe izin verir misin? | Open Subtitles | هلّا سمحتِ لي أن أقول لكِ هذا، رجاءً؟ |
Sana anahtarını vermeme izin verir misin? | Open Subtitles | هلاّ سمحتِ لي بإعطائكِ المفتاح؟ |
Eğer bana izin verirsen, onunla konuşman için sana yardım edebilirim. | Open Subtitles | يمكنني مساعدتكِ في التحدث إليه إذا سمحتِ لي |
Şimdi müsaade edersen, Fawn, gidip topumu bulmalıyım. | Open Subtitles | وسوف العب مباراة غولف نظيفة لو سمحتِ لي فاون احتاج ان اجد كرتي |
Şimdi izninle, küçük sihirbazlar odasına gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | و الآن إذا سمحتِ لي يجب أن أذهب إلى غرفة السحرة الصغار |
İzin verirsen odadan atmam gereken bir çocuk var. | Open Subtitles | إذا سمحتِ لي علي أن أطرد الأولاد من غرفتهم |
Çoklu kişilik bozukluğunu tedavi etmek yıllarca sürebilir; ama bana izin verirsen, sana yardımcı olabilirim. | Open Subtitles | قد يستمر أمر علاج تعدد , الشخصيات عدة سنوات , لكن لو سمحتِ لي يمكنني أن أساعدكِ |
Eğer seni göndermeme izin verirsen, söz veriyorum, oğlunu bulacağım. | Open Subtitles | , لو سمحتِ لي بأخذكِ إلى الفرز أعدكِ أنني سأجد لكِ ابنكِ |
İzin verirsen, geç kalıyorum sana şunu söyleyeyim... | Open Subtitles | إذا سمحتِ لي ، فأنا متأخر لذا دعيني أخبرك بذلك |
Lütfen, açıklamama izin verir misin? | Open Subtitles | هلاّ سمحتِ لي بالشرح، رجاءً؟ |
Ailem hakkında bir şey bilmiyorsunuz. Lütfen cevap vermeme izin verir misiniz? Çocuğumu nasıl yetiştirdiğim sizi ilgilendirmez... | Open Subtitles | هلا سمحتِ لي بالرد؟ |
- Birkaç dakikalığına o odaya girmeme izin verir misin? | Open Subtitles | - ... مهلاً , هلاّ - سمحتِ لي أن أدخل عليه فقط بضع دقائق ؟ |
İzin verir misin? | Open Subtitles | هلّا سمحتِ لي ؟ |
Bu konuda sana yardım edebilirim, ama bana izin vermelisin. | Open Subtitles | بإمكاني مساعدتك على تخطّي هذا, لو سمحتِ لي. |
Ama bana izin verirsen işim bitince direk buraya gelip sana her şeyi anlatmak isterim. | Open Subtitles | ولكن إذا سمحتِ لي سأعود إلى هنا مباشرةً وسأقوم بإخباركِ بكلّ شئ |
Ama yaşamama müsaade ederseniz, size hakkıyla hizmet ederim. | Open Subtitles | ولكن إذا سمحتِ لي بالعيش، فسوف أخدمكِ جيّداً. |
Buraya hediyelerle geldim, müsaade ederseniz. | Open Subtitles | جئتُ حاملاً هديّة إذا سمحتِ لي. |
Ama bence yine de doğru. Şimdi, izninle... | Open Subtitles | ولكن أعتقد أنه لا يزال صحيحا الآن، إذا سمحتِ لي |